türkleri çok severler. ülkemizde bile yalnızca bir avuc insanın bildiği bir hadise olan osmanlı denizaltısının kendi karasularında batmış olması nedeni ile her sene anma töreni düzenleyecek kadar saygılı insanlardır.
Aşırı derecede saygı duyduğum halk. çalışkanlık desen var, onur desen var, yardımseverlik desen var. Kendi kültürlerine bu kadar bağlı olup, ayakta tutmaya çalışmaları da ayrıca takdir edilesi.
zeki, sempatik, çalışkan, geleneklerinden kopmadan çağa ayak uyduran ve kızları türk anneleri tarafından ' ideal gelin ' olarak nitelendirilen insanlar topluluğu.
onları neden bu kadar çok sevdiğimi bir kere daha hatırlatan muhteşem insanlar. türkiye büyük elçiliğinin posta kutusuna depremde zarar gören insalar için zarf içinde para ve destek mektupları bırakıyorlarmış.ve bunu gizlice yapıyorlarmış. çok yüce bir ahlakları ve karakterleri var.
kendi halkımdan sonra en sevdiğim halk. en çok nerede nasıl davranacakalrını bilmeleri ve duygusal zekanın yanında kendini karşısındaki insanların yerine koymaları etkileyici.
organize olmada bir numara saygı ve bencil olmamada üzerlerine yok.
iş mecburiyeti olmasa hiç bir zaman gitmeyeceğim bir ülkeydi japonya. tersine nedense çin ve japonya hakkında olumsuz önkabullerim vardı. bir aralar modaydı ya, nereyi görmek istersin sorusuna kafadan verilen cevaplar içinde mutlaka japonya bulunurdu,hah,ben tam tersi konumdaydım. neyse,iş vesilesiyle uçtuk japonya'ya. temin ederim, neredeyse ağlaya ağlaya gittim. bu peşin hükümle karşılaştığım her şeyi,her japonu kıyasıya eleştirme eğilimi geliştirdim. proje gereği daha sonra yine gittim,bir daha,bir daha.derken bu ülke ve onun farklı insanları beni ve ruhumu sükunetle ele geçirdiler. nezaketleri, başka hiç bir yerde göremeyeceğiniz empati kabiliyetleri, adanmışlık ve disiplinle çalışmaları, bir insanın sahip olabileceği en üstün erdemlerden biri olan alçak gönüllülüğü neredeyse hepsinin iliklerine kadar sindirmişlikleri, asil soğuk kanlılıkları kendimi kim ve nasıl bir insan olduğum ve nasıl olmam gerektiğine dair sorgulamama yol açtı. bugün hayata daha farklı bir pencereden bakmaya çalışıyorsam eğer -evet,japon olmak kolay değil zira - bunda japonların payı çok büyüktür. şimdi dünya bu iyi milletin - milletin iyisi olur mu sorusunun cevabıdır kendileri- erdemlerini yakinen görmekte. çok acı,elim bir tecrübeyle ne yazık ki. fakat eminim ki japonlar bu büyük trajediyi bile bir insanlık zaferine çevirmeyi başaracaklar ve bunu tüm beşeriyet için bir başarı hikayesine dönüştüreceklerdir. gerisi diğer uluslara kalmış,özellikle bizim gibilere, gereken dersi alabilmek hususunda.
son 2 haftada yaşadığı büyük afetler sonucunda, hiç bir marketi yağmalamadan sadece bir su alabilmek için sırasını bozmayan önünde 200 kişi olmasına rağmak sabırla bekleyerek, dünyaya insanlık dersi vermiş, biz japonuz aç olsak bile saldırmayız yağmalamayız mesajını veren insanlık açısından dünyaya mükemmel mesaj veren ırktır.
türkiye de olduka sık kullanılan işaret parmağını sağa sola oynatırken dişin dille temas etmesi halinden çıkan cıks sesi, bir beğenmemişliği vurgulayan hareketi çok ayıp bulurlar. *
Dünya teknoloji devi. Ancak kendi kültürleri arasındaki tiplemeler veya konuşma tarzları, bize farklı gelmektedirler.
Teknoloji devi olma sebebi yalnızca bir sebeptendir: "Özüne dönmeleri".
zekanın çalışkanlık kadar önemli olmadığının bir bakınızı. geri zekalı değildirler ama zannımca çalışkanlıkları zekalarının çok önündedir. öte yandan tüpü ortasından biraz sıksak, tuhaf bazı davranışları, espri tarzları, beslenme şekilleriyle biraz gelişmemiş olduklarını bile çıkartabiliriz.
yine de bizle yarışsalar, pek çok konuda elimize verirlerdi. azim, sabır, çalışkanlık, kitap okuma, kültür ve benzeri...
teknolojide ise atbaşı önde olduklarını sanmıyorum. uyanıklar. popüler teknolojiyle sanki dünyanın en iyi bilimini onlar yapıyormuş havası yaratıyorlar. güçleri o kadar etkin değil. reklamları güzel.
ingilizlerin aksine orada bir yerde, bir adada iyi ki varmışlar. zaten neyi ingilizler buldu da diğerleri onlardan daha iyi yapamadı ki? neyse daha fazla polemik çıkarmadan nokta.