ahmet mahmut ünlü japonca bir site açardı,japonyadaki camilerde tercüman eşliğinde vaaz vermeye başlardı.vaazlarda cenin yemenin ne kadar günah oldugunu anlatır ve japonları bu günahdan kurtarırdı.
-hepsi birbirine benzediğinden tesettüre girmesi en az sorun olabilecek ülke olurdu.
-zaten en zor dillerden birini biliyor olmalarının yanında birde arapçayı çözerlerse iyice aşarlardı.
-kurbanı çiğ yerlerdi.
ezan okuyan çalar saatlerden sony de çıkarırdı. "önceden ölmüş hayvanı yemek günahsa balık yemek de günah o zamaaan!" gibi şeyleri onlar da tartışırdı.
geyşalar da bir dünya genellemesi olarak ezilen ve hakları ellerinden alınan müslüman kadınlar kategorisinde değerlendirmeye alınır ve dünya ahret bacımız olurdular. *
içinde sünnet merasiminin bulunduğu şahane korku filmleri izleyebilirdik-vahşi sünnetçilerin hikayeleri-. bunun yanında ramazan aylarında yayınlanabilecek bilimum dini film de yine japon sinemasınca bizlere sunulurdu, şakirtler de zamundadan indirirdi. şöyle bir düşününce güzel fikir.*