türkleri seviyorlar mı bilmiyorum ama barış manço'ya bildiğin tapıyorlar. nagoya'da otelden çıkıp vasabi sırasına girdiğimizde önümüzdeki japon ergen'in telefonunda barış manço'nun kara sevda şarkısının girişi çalıyordu. bir kaç gün sonra bir bara gittiğimizde de japon tv'sinde dönence'nin klibi çıktı, tüm bar şarkı bittikten alkışladı.
90'larda uzakdoğu konserleri verdiğini hatırlıyorum barış manço'nun, fakat 2017'deki bu ilgi çok şaşırttı beni.
osmanlı ve japonya ilişkileri ilk defa japon imparatorun yeğeninin ii. abdülhamit'in ziyaretiyle başlar. daha sonra ertuğrul fırkateyni faciası iki ülkeyi yakınlaştırır. herhalde barış manço ile de tavan yapmıştır. barış manço'nun soka üniversitesindeki konserinde insanların ellerinde türkiye ve japonya bayrakları taşıyarak çılgınlar gibi eğlendiği görülmüştür.
barış manço'ya sarılan ve deliler gibi eğlenen adam da soka üniversitesinin rektörüdür.
Japonyanın önde gelen kadın dergilerinden Şukan Josei, kapağında yer verdiği ilhan Mansıza övgüler yağdırdı. Dergi, Dünya Kupası bitti, (Japon genç kızlar) artık ilhanı göremeyecekler. Ama şimdiden onu özlemiş görünüyorlar diye yazdı. işte bu yüzden TüRkleri çok severler kendileri.
japonya siyasi kültüründe yahudi mi mason mu, ne idüğü belirsizlerin oluşturduğu ve "türkün türkten başka dostu yoktur!!" tarzında sloganları olan saçma sapan ideolojilerin yeri olmadığındandır.
merak ettiniz mi hiç japonların sevmediği kaç ülke ya da millet vardır diye. ben tanık olmadım ama bizlere de sevgi gösteriyorlardır sağolsunlar.
"ama bizim etrafımız düşmanlarla çivrili ondan sonra keserler valla" keserler keserler, sen ayık ol kahvehanede, barda, bilmen nerede... senin düşmanlıklarının üzerinden bilmem kaç savaş, bir de ne postmodern savaşlar geçti. reel politika diye bir şey var bu dünyada millet uluslarının çıkarını onunla savunuyor. ah neyse boşver.
bizim gençliğin inanılmaz bir sempati beslediğini söyleyebilirim Japon kültürüne karşı. Ancak onların aynı duyguları beslediklerini düşünmek için herhangi bir sebebimiz yok. Kırşehir taraflarında arkeolojik çalışmalarda bulunan bir grup meraklı Japon'un varlığı bu durumu değiştirmez sanırım.
Sorun o ya da bu toplumun bize duyduğu ya da duymadığı sevginin varlığı değil, duyulmayan sevginin nedenidir bence. Son derece zengin olan kültürümüzü pazarlamak konusunda inanılmaz beceriksiziz hala.
doğru bir tespittir. geçenlerde kadıköyde iki japon turiste rastladım. otobüse binmek istiyorlar ama kendilerini ifade edemiyorlar, tek kelime türkçe bilmiyorlardı. neyse yardımcı olduk otobüse bindik derken bir muhabbet başladı ve konu tahmin edemeyeceğim yerlere gitti. iki kültür birbirini iyi tanıyor. ortak yaşanmışlıklarımız unutulmamış. zaten inanılmaz sıcak insanlar bizler gibi. neticede japonlar candır.
not: en kızdıkları şey çinlilerle karıştırılmaları. birkaç yerden duymuştum kendim de şahit oldum adamlar resmen takıntılı bu konuda. yani siz siz olun çinlilerle karıştırmayın. o mülayim mütemadiyen sırıtan japon gider bambaşka biri çıkar karşınıza.
Coğrafi olarak uzak olmamızdan dolayı bugüne kadar pek sınır kavgası, savaş, tatsızlık yaşamamamızın büyük nedeni olduğu durumdur. Ayrıca ekonomik olarak epey katkı da yapıyoruz. Sevmeyip ne yapsınlar.
dünyada ayıp kavramına önem veren üç kültür vardır: türkler, japonlar ve kızılderililer. bu üç kültür aynı zamanda bulunduğu coğrafyaya temizliği öğreten kültürler olmuşlardır. yakınlık duymalarının sebebi bundan olsa gerektir.