akvaryum batırmaya birebir hayvandır.eğer çöpçü balıklarınız yoksa boku yeme olasılığınız yüksek çünkü büyüdükleri zaman filtre bile başa çıkamıyo onlarla.
yem verildiği sürece, yedikçe yiyen balıktır. 2-3 gün içinde hemen ölen balıklardan değildirler. benim balık, bir yılı geçkin süre yaşamıştı mesela. daha da eve gelen çocukların akvaryuma elini sokup mıncıklamasına rağmen.
tavsiye olarak da şunları diyebilirim: günde iki kez, en fazla üç kez yem verin. akvaryumun renk değiştirecek kadar kirlenmesine izin vermeyin, temizliği ihmal etmeyin. akvaryumu temizledikten sonra balıkçılarda satılan tuzlar var, ya onlardan çok az (çay kaşının ucu ile) ya da normal tuz atın, tabi yine birazcık. suları çok soğuk olmasın, özellikle kışın arada bir sularına bakıp, ılık su ilave edin. bir de şu var akvaryumu çok su ile doldurmayın, yoksa bu şirin caponcuklar intahar edebiliyorlar, vallahi edebiliyorlar ya*... sadece bunları yapınca zaten balık epey süre yaşıyor...
ağzıyla hiç durmadan baloncuk yaparak, beni; kafayı mı tozuttu acaba benim güzel balığım diye düşündüren, ilginç bir balıktır. sürekli baloncuk yapıyor manyak. suyun üstü baloncuk doldu.
ölümsüz balıktır. şahsen 5 ay suyunu değiştirmedim kendi boku içinde yaşadı hayvan. suyun içindeki görüş 5 cm falandı cama yaklaştığı zaman görebiliyordum.
az önce yiğenime aldığım balıktır.koskoca akvaryumda tek başına kalmış öylece avare bir perişan dolaşmaktaydı kıyamadım aldım.şimdilik isim koymadık bir kahramanlık yapmasını ve kendi adını kendisinin bulmasını bekliyoruz.
ölü taklidi yapabilen balıktır. geçen bir baktım suyun üstünde ters dönmüş,, kımıldamıyor. cama birkaç kez tıklattım, sonra düzelip hareket etmeye başladı. neyin peşinde anlamış değilim.
yüzerler. yüzgeçleri vardır. yem yerken dudakları oldukça ilginç bir hal alır. turuncu renk daha yoğun olmak üzere her rengi vardır. Zor ürerler. Zor yaşam şartlarına dayanıklıdır.
akvaryumda uzun bir süre baktığım balık türüdür.
bende 8 tane vardı. o zamanlar prison break yayına devam ediyordu. ben de balıklarıma fox river 8'lisinin isimlerini vermiştim yani;
su değişiminden, havadan, yemden, stresten, ışıktan her şeydne bir şekilde etkilenip ölümle hayat arasındaki çizgide yaşayan hayvanlar.
4-5 tanesi öldü sonuncusunu kurtardım. siz denemeyin benim ölmek üzere olduğu içib kaybedecek bir şeyim yoktu:
karnı şişen japon balığı bir de yan dönüp yüzgeçleri kırmızı kırmızı nefes alma güçlüğü çekiyorsa ve bayadır dışkılamadığını görüyorsanız: bildiğiniz kabız. yok beyaz benek yok mantar zaten ilaçlar ile çözüm bulmaya çalışılıyor. fakat kabızlık olayı için sizin üstün çabanız gerekiyor. söyleki bahsedilen belirtilerdeki ve "ölecek ayıralım artık" diyerek ölümüne terk edilen minik balığı önce kıçına zeytin yağı sürmek, sonra biraz sıvazlamak(öldürmeden lütfen) sonra da yumuşak salata içi ve haşlanmış bezelye yedirerek kurtarmış bulunmaktayım. dirildi yavrucak.
bezelyenin haftada bir verilmesini salık veriyorlar, sürekli kuru beslenmek kabız ediyormuş hayvancıkları.
bilginize.
not: sıvazlamak pek de işe yaramadı. hayatını ne yazık ki yine de kaybetti. en iyisi zamanında iyi beslemek. çeşitli beslemek.
bekleme salonlarında bekleyenlere bekleme süresi boyunca eşlik eden balıklardır.onlar hareketliyken sizin orada putcasına oturup üç sene öncesinin dergilerindeki fotoğraflara bakmanız sinir bozucudur.