acınacak haldeki adamdır. evin var, araban var, paran pulun var manyak mısın be adam, bok var gibi evleniyorsun? o aptal aile hayatına girmesen şimdi pejo 407 değil range rover olurdu altında... yazın uçağa atlar giderdin barcelona'ya, götürmediğin katalan kızı kalmazdı... işte o evlilik denen kritik hatanın cezasını çeken adamdır.
mutlu aile toblosunda araba olmasının yanında jantlarının da afili olması gereken kadraj. çünkü olay budur. kadın makyaj yapar, erkek jantlarını değiştirir. erkeğin kendisini bir yere gelebilmiş ve başarabilmiş olması için aile kurması ve/veya araba almış olması yetmiyor bu devirde. ayağına giyeceği bir ayakkabı yerine, ihtiyacı olan palto yerine eskisini tercih eder ama o jantları değiştirir. çünkü hayalinde var olan şey, mutluluğunun anahtarı içine oturduğu zaman birlikte sorunsuz ve mutlu bir şekilde vakit geçirdiği, dişlerini fıçalamazken bakımını eksik etmediği arabasıdır. çünkü biliyordur ki o araba ona bir statü kazandırmıştır. jantlar da bir üst seviyeye geçirmiştir. mahallesinden yavaş yavaş geçerken o açık egzostunun çıkardığı boğuk tını ve jantların arap sabunu ile temizlenmiş lastik yanaklarıyla, eşrafın gözünü alıp bir bakmasını sağlamıştır. artık isim verilirken önce arabanın adı sonra kendi adı gelmektedir. paraya sıkışılınca araba satılsın diyen eş, ağzını açacağına pişman olur. aile içinde bunaldığında hemen arabasına atlayıp tur atmaya çıkar, kafasını dağıtır. bu nedenle mutlu aile tablosunda o araba ve jantlar vardır.