jack'in dizi içinde fedakarlık adına yaptığı tüm salaklıkların sawyer'in hareketlerini yücelttiği gözlenmiştir. jack herkes iyi olsun ister, kendinden önce hep başkalarını düşünür ama nedense bunda bir gerçeklik yoktur samimiyet eksikliği vardır. sawyer ise tüm pisliklerine rağmen iyi bir yüreği olduğunu hissettirir. işte bu yüzden herkes sawyer hakkında daha farklı düşünür. çok yakışıklı olması da cabası tabi. *
jack karakterinin antitezi, okumayı seven, cin bakışlı, adada kendi başına kapitalist bir düzen kuran, adada dayak yemediği insan evladı kalmayan, ana lucia'yı alt eden, seyircinin sevgilisi haline gelen gözde karakter.
tamam sahtekardır falan ama iyi bir adamdır, en azından michael gibi orospu çocuğu değildir.
lost ta josh holloway in canlandirdigi sawyer olarak bilinen karakterin dizideki gerçek ismi. artık neyin gerçek neyin sahte olduğu kestirmek zor ama. ailecek hastasıyız efenim.
belirtmeden de geçemiyecem arkadaşların bana çok benzettiği kişidir kendisi ayrıca. *
--spoiler-- lost dizisindeki en büyük icraatların adamıdır. herkesin arkasına bakmadan kaçtığı yerde silahı çekip kutup ayısını indirmiştir, 2. sezon finalinde de kate 'in gaza getirmesi ile others 'dan bir tane keklik avlamıştır. lakin şimdi tutsaktır.. henry galesayid 'in kendisine yaptığı işkencelerin yarısını bunlardan çıkarmaya kalksa vay hallerine. kate - jack - sawyer aşk üçlemesinin en geniş açılı köşesidir.
sawyer 'ın uğruna avusturalya'ya gittiği ailesinin yok olmasından sorumlu kişi de muhtemelen john locke 'un babasıdır. locke 'un babası dolandırıcı olmak ile birlikte "ilk aldattığım insan sen değilsin" demiştir ve her türlü aldatmacanın kahramanıdır. dizide flashback 'ler ile herkesin geçmişi birbiri ile bağlantılandığına göre sawyer ile locke arasındaki ortaklık da bu olacaktır**.
--spoiler--
3. sezon 5. bölümde kate'i çok fena götüren, ilk bölümlerde sinir olunup sonradan sevilmeye başlanan karakterdir. kate de 52 bölüm dayandığı orucunu artık dayanamayıp bozmuştur. ne yapsın doktorda iş yoktur. ayrıca içeride doktora yeni bir talip çıkmıştır. kate'den de daha güzeldir.
dizinin bütün karakterleri felsefeye dair de ipuçları barındırmakta olup, seyirci taifesini de iyiden iyiye olayın merkezine çekmiştir. sawyer hedonist ve pragmatist kişiliğiyle asla sinik olmayan; yeri geldiğinde cesur, yeri geldiğinde inatçı, yeri geldiğinde de herkesi nasıl da idare edebileceğini göstermiştir. evet hep yerli yerindedir tavırları.kitap okumaktan gözlerini bozacak hale gelen sawyer'a kate ,"kitap ve sen biraz tuhaf bir ikili" dediğinde de yine aynı yerli yerinde cevap: "adada yapacak başka ne var ki!".
o bir zevk adamı olduğu kadar, içinde bulunduğu durumda da karakterini zorlayarak, gündelik hayatta hiç olamayacağı bir adam olabilmektedir. aslında doğal seleksüyonun canlı timsalidir. kim gerçekten uyumlu sorusu da zihinlerimize kazınmaktadır bu sayede.
