james cameron

    67.
  1. aşmış bir yönetmen. gerçekten sinemaya çok kaliteli filmler sunmuştur. terminatör, alien, avatar, titanic gibi dünyaca ünlü filmleri yönetmiştir. yönettiği filmler, yapıldığı tarihe göre çok çok ileri teknolojilerle çekilmiştir. özellikle terminatör ve alien filmleri kesinlikle izlenmelidir.
    5 ...
  2. 16.
  3. james cameron avatar filminde oynayacak sam adlı oyuncuyu ormanda yürümeye alıştırmak için bunu değişik bir kostümle ormanda koşturuyırmuş ve kendiside el kamerasıyla çekiyormuş. bunları gören biri ne yaptıklarını sormuş. sam: film çekiyoruz ahbap. bu yanımdaki de titanikin yönetmeni demiş. adam camerona bakmış ve yaran cümleyi sarf etmiş: titanik filminden sonra epeyi düşmüşsün dostum.*
    4 ...
  4. 1.
  5. 1954 kanada doğumlu,hollywood'da çektiği aksiyon-bilimkurgu filmleriyle popüler olmuş yönetmen..bazı filmlerinde senarist ve yapımcı olarak da ismi geçer..titanic filmiyle en iyi yönetmen oscarını kazanmıştır..terminatör filminden tanıdığımız
    linda hamilton un eski eşidir aynı zamanda
    (bkz: true lies)
    (bkz: titanic)
    (bkz: terminator)
    (bkz: the abyss)
    3 ...
  6. 60.
  7. avatar'dan beri yani tam 4 senedir sesi çıkmayan amcamız. e tabi çıkmaz tabi aq, adam dört sene önce (rakamla 4) avatar ile ortamın gazını almış, cukkaladığı paraları erdal baggal misali "baralar baralar" diyerek çukurlara inmek için kullanmış ve "artık önümüzdeki maçlara bakacağız" söylemini kullanmış olma ihtimali dahilinde yeni maceralara yelken açmış. bir bakalım:

    en yakın projesi olarak imdb'de şu var: http://www.imdb.com/ ...

    adam kendi dalışını çekmiş, millete kitleyecek aq. kafası zehir gibi çalışıyor, tebrik ettim.

    sonraki projesi için yine aynı sitede görüldüğü üzere 2015 tarihli avatar 2. avatar 2'nin nasıl bir içeriğe sahip olacağını henüz bilemesek de kesin ve kesin söyleyebiliriz ki birincisinin ekmeğini yiyecek ve james cameron amcamız da ilk gösterim gününde koltuğuna oturup "baralar baralar, yüs iki yüs, yüs iki yüs, yüs yüs, iki yüs, yüs" diye tahmini bir gelir hesabı yapacaktır. para hesabı yapmasın demiyorum, hobi olarak yine yapsın da abi bu adamı ridley scott ile kıyaslayanlara kıl olduğumu belirtmek isterim. niye diyeceksiniz? hemen söyleyeyim:

    ridley amca 1937 doğumlu (dede mi deseydim lan yoksa?!) ilk filmini çektiğinde -ki bu, boy and bicycle adlı kısa filmdir- kendisi 19 yaşındaydı. peki o esnada james cameron ne yapmaktaydı? o esnada james cameron 2 yaşındaydı ve anasından süt emmeyi bile bırakmamıştı. bunun ne önemi var diyenlere gelsin: herkes haddini, yerini bilecek! merak edenlere küçük bir not: james cameron ilk filmini çektiğinde yıl 1978 idi ve kendisi de 24 yaşındaydı. 19 nere, 24 nere aq? merak edenler için ikinci bir not: 1978 yılında kadar ridley scott, biri kısa olmak üzere 2 film ve diziler için de tam 9 bölüm çekti.

    gelelim alien meselesine: ridley scott, alien'ı 1979'da çektiğinde james cameron 25 yaşındaydı ve tek başarısı o tek kısa filmiydi. kendisinin alien'dan aşırı derecede etkilendiğini söylemek hiç de ayıp olmaz zira aliens'ı çekebildiğine göre bu iş için kendisini epeyce hazırlamışa benziyor.

    1978'den 1981'e kadar sessiz kalan cameron amcamız, 1981'de yine bir devam filmi olarak piranha part two: the spawning'i çekiyor. devam filmi çekme takıntısının bu film olduğunu düşünüyorum. sonrasında ise kendisinin en başarılı filmi diyebileceğimiz ve gelmiş geçmiş olmasa da zamanının tartışmasız en iyi stop motion sahnesini izlediğimiz the terminator 1984'te geliyor. fikrin kendisinden çıktığını göz önüne aldığımızda, yiğidi öldür hakkını yeme düsturuyla bir kere daha diyoruz ki, brava cameron! adam düşünmüş, kaşınmış, zamanının ötesine ait teknikleri kullanmış ve bize "alın ulan, alın!" demiş resmen. aslında daha o zamandan belliymiş "baralar baralar" diye ortalıkta dolaşacağı. daha sonra ise yine bir kısa film ve ardından aliens. hatırlatırım, yıl 1986; yani alien'dan 7, the terminator'dan 2 sene sonrası. şunu da kendisi itiraf etsin artık: aliens'da kesinlikle ve kesinlikte the terminator'un ekmeğini yemiştir. aksini iddia edeni, ridley scott'un alienı'na havale ediyorum, kendisi onların icabına bakar. küçük bir not: the terminator'u izledim, aliens da arşivimde izlememi bekliyor. yine iyi bir iş çıkardığını kabul ederim şimdiden ama bu başarı, the terminator'un ekmeğini yediği ve bunun ridley scott'un başarısının getirdiği bir başarı olduğu gerçeğini değiştirmiyor. kendisi the terminator'u bulmuş olabilir, ona lafım yok, hatta bunu takdir bile ederim ama ridley scott alien'ı çektiğinde cameron'un kaç yaşında olduğunu tekrar hatırlatırım.

    1986-1991 arasına the abyss ve reach adlı tv filmini sıkıştıran cameron, 1991'de şaha kalkıyor ve voleyi çakıyor: terminator 2 the judgement day. görüp görebileceğimiz en iyi kurgu filmlerinden biridir lakin sinema için bilim kurgunun kralıdır diyenlere iki çift lafım var: alien ve hatta blade runner dururken bu filmin esamesi bile okunmaz; ikincisi, bu filmi göklere çıkarırken the terminator'ı yerin dibine sokuyorsunuz, haberiniz yok. kendinizle bu kadar çelişmeyin. ha bu arada blade runner'ın vizyon tarihi the terminator'dan 2 sene öncedir, yani 1982. the terminator'a laf söylediğimi sanmayın ama bilim kurgunun bik biki diyerek bu filmi bu kadar abartmadan evvel izlemeniz gereken iki tane film ve geçirmeniz gereken 234 dakika var!

    sonra titanic geliyor, 12 sene sonra ise herkesin bildiği üzere avatar. şunu da belirtmek gerek, bu 12 sene boyunca yaptığı çalışmaları, gerçekleştirdiği dalışları sebebiyle takdir ve tebriği sonuna kadar hak ediyor. olayın teknik ve teknolojik yönünü bir tarafa bırakırsak bana göre konu ve bağlam bakımından ikisi de tırt filmdir. hep aşk, hep aşk aq, bu ne lan! ha bu arada rose, jack'i o tahtaya niye almamıştı ki aq?

    o kadar yazdın yazdın da sonuç ne diyenlere: ridley scott her türlü alır hacı! ve rica ediyorum, bu herifi ridley scott ile kıyaslamayı bırakın artık lütfen, lütfen diyorum!
    3 ...
  8. 15.
  9. yeni nesil bu adamın değerini pek bilmez.
    Yeni nesil görselin değerini bilmez.

    hiç unutmuyorum Terminator 1 de endoskeletonun Sarah connor'un peşinden topallaya topallaya geldiği sahneyi.
    stop motion sahneydi bu.
    Ama o zamana kadar çekilmiş en gerçekçi stop motion sahneydi.
    Sanki Sarah connor'u yakalasa dünyanın sonunun geleceği gerçeği film gerçeği değil de dünya gerçeğiydi.

    Sonra ALiens. (ek: ripleyin kargo robotuyla kraliçe alienı tepelediği sahne)

    Arkadaş gözümün önünden o tasarımlar, o muhteşem alien modellemesinin sinemaya aktarılışı, ripleyin ve adamlarının peşinden koşarken yarattığı aksiyon duygusu hiç gitmiyor.

    Daha sonrası terminator 2

    herkesin malumu.

    Sonrası true lies.

    Otoyolda harrierlarla ve helikopterlerle yapılan kovalamaca. Jamie Lee Curtisin arnold tarafından helikopterle, kontrolden çıkmış limuzinin sunroofundan çekilme sahnesi o zamana kadar benzeri çekilmemiş sahnelerdi.

    filmin kendisinden tiksinsem bile bir titanik gerçeği var.

    Titanik'i her geniş plandan aldığında o geminin büyüklüğü karşısında büyülenmemiz.

    ve sonunda Avatar.

    yıl 2010 dedik, artık görselle sonuna kadar doyduk dedik, Transformers izledik eah baydı dedik görsel işi, Terminator 4 izledik güzel kotarılmış patlama sahneleri, robot sahneleri lakin bizi etkilemedi ama avatar'ı izledik demek ki doymamışız, görsel işi bitmemiş, herkesin yapmayı beceremediği sanat eserleri de varmış dedik. yüzlerce hatta binlerce kez izlediğimiz kovalamaca, hatta oyunlarla içinde bulunduğumuz kovalamaca sahneleri hala ilgi çekebiliyormuş, insanı koltuğa mıhlayabiliyormuş dedik.
    sağolsun bu yüzden james cameron bize görsel olarak her filmde daha önce yaşatılmayanı yaşattığı için.
    4 ...
  10. 48.
  11. tüme varmak için kıç yırtmaya gerek yok. Avatar'ı hepimiz gittik, gördük. O sinema perdesinin karşısında yaşayan yepyeni bir dünyaya baktı gözlerimiz, izleyen herkes bir saatliğine o dünyada yaşadı. Filmden sonra doyamadı, bir bilet daha aldı yine başka bir aleme gitti.
    Avatar Matrix'den arak, matrix dark city'den arak, dark city cronicles of ebenin nalı'ndan arak... Ayrıca bütün savaş filmleri ben-hur'dan arak, alien de ilk king-kong'dan arak.
    Saçmalamayın arkadaşım. Şimdi sen bmw x5'in koltuğuna otursan jeep'den esinlenmiş diye beğenmeyecek misin? Bu kadar mı yüzeysel bakış açınız?

    Adam yıllar yılı teknolojiyi öğrenmek için emek vermiş, teknolojiyi geliştirmek için emek vermiş, yeni bir fauna oluşturmak için deniz altında aylar geçirmiş ve tüm bu sağlam sütunlar üst üste dizilmiş sonuçta avatar çıkmış, odun olmayan herkes de beğenmiş. Sen 'emeğe saygı' diye yeni hababam sınıfı filmlerini tüm saçmalıklarına rağmen savunurken gelip james cameron'u beğenmezsin. tamam makul bir eleştiride bulunulsa sorun yok. Avatar'ın çok eksikleri vardı ama bu film ve yönetmeni başarısız demek tam bir fanatizmdir. O kadar kıyasladığınız yönetmenlere avatar'ın çekildiği stüdyoyu verin, tüm ekibi ve teknolojiyi verin, al sana senaryo çek bakalım deyin... Sonuçta avatar'ın binde biri ruhu olan bir film çekemezler. Bu kötü yönetmen oldukları anlamına gelmez, bu james cameron büyük iş yaptı anlamına gelir.

    Uzun lafın kısası bir elife dili dönmeyen hödük
    Şehristana gelir ezan beğenmez.
    3 ...
  12. 21.
  13. yaptığı filmle milyar dolarlar kaldırması okan gibi başarısız akörlük denemeleri olan bir talk showcuyu rahatsız ettiği gözlenen harika yönetmen.
    3 ...
  14. 40.
  15. Aliens'ı ve terminator'ü iyi film saymayanların, True lies'ı takdir etmeyenlerin Titanic'i sinema perdesinde görmeyip aval aval o atmosfere bakmayanların (ki sevmem o filmi lakin perdeye aval aval baktığımı hatırlıyorum) hakkında yorum yaptığı yönetmendir.

    Avatar'a gelince vakti zamanında başlığına bol bol bir şeyler yazdım giden bakabilir lakin Robert ZEmeckis'in 2 kere deneyip yapamadığı CGI gerçekçilik uyumu denemelerini düşününce (polar express ve beawulf) Avatar'ın ve Cameron'un büyüklüğüne şapka çıkarmamak cahilliktir, Ulan avatar'a gitmeden önce avatar'a benzer bir başka film izledin mi? Sinema perdesinde öyle bir atmosfer yaşadın mı?. Tabi Forrest gumpla karşılaştırmak isteyecek boş insanlar olabilir, onların cahilliğine vermek lazım Ne de olsa ALiens kötü film değil mi, Forrest gumpla avatar da aynı tür filmler zaten?

    Nolan ise çok başarılı bir yönetmendir neden karşılaştırılır bilmem ama Nolan iyi film çeker, geleceğe yeni nesiller güzel filmler izlesin diye aktarır Cameron Aliensla, terminatorle, terminator 2yle ve avatarla geleceği çizer.

    Bunlarla beraber Terminator 2'nin film olarak muhteşemliği amacını aşarak başka türlerdeki filmlerle de karşılaştırmak gerekirse Nolan'ın da ZEmeckis'in de bütün filmlerinden daha büyüktür, Lakin ben cameronla nolan'ı, zemeckis'i genel manada karşılaştıracak kadar cahil bir adam değilim.

    siz karşılaştırabilirsiniz, ben CAmeron'un gelecek yapıtını bekleyip yine sinema perdesine ağzım açık bakacağım.
    3 ...
  16. 44.
  17. şimdiye kadar gördüğüm en kötü yönetmendir.

    (bkz: Francis Ford Coppola)
    (bkz: Robert Zemeckis)
    (bkz: Steven Spielberg)
    (bkz: Martin Scorsese)
    (bkz: Quentin Tarantino)
    (bkz: Ridley Scott)
    (bkz: Christopher Nolan)

    gibi yönetmenleri örnek vererek aslında sinemanın teknoliji ürünü olmadığını, yönetmenlik yapmanın asıl zorluğunun oyuncuyu yönlendirmek olduğunu bilmeyen kara cahillerin sevdiği bir yönetmendir. bağımsız sinema asıl sinemadır. sinemanın ruhu o dur. en büyük ismi de david lynch tir.

    gelelim diğer yönetmenleri neden burada örnek verdik. basittir, sinema da tek tip film çekebilenler ile farklı konularda film çekebilenler olarak ikiye ayrılır. yönetmen dediğiniz şahsiyet hem dram hem bilim kurgu hem de fantastik film çekebilmelidir. ama siz çalma bir senaryo ile çalma biraz ağır oldu esinlenme diyelim biz ona, işte böyle bir film ile karşıma gelirseniz size diyecek söz bulamam. teknoloji düşükünü demek doğru mudur ? bilmiyorum ama çok fazla işin içine girdiğinde avatar gibi kusmamak için zor tutuyor insan. konu basit ve alıntı. matrix esintileri taşıyan bir konu.

    nolan, spielberg, scott, zemeckis gibi yönetmenler cameron a toz yuttururlar. coppolla, tarantino, scorsese ise konuşmazlar bile...

    nolan ve zemeckis i ayrı tutucam burada çünkü durum şudur. cameron gibi bilim kurgu çekebilen yönetmenler. zemeckis buna ek olarak forrest gump, Contact, What Lies Beneath, cast away gibi yapımlara imza atmıştır. back to the future için söylenecek tek kelime varsa o da elini öpmek gerekir. nolan için bir şey dememe gerek yok. fantastik bir sinema filmi arıyosan memento, prestige de fantastiktir. nolan öyle bir hale getiriyor ki film gerçek sanıyorsunuz. ama sizin gibilerin fantastik anlayaşı bol para ve efekt değil kardeşim değil. ergen aklı ile düşünmeyin. cameron sıradan biridir. şişirmedir. ve hep öyle kalacak.
    3 ...
  18. 41.
  19. yazarlığı kadar yönetmenliği iyi olmayan kişilik.

    yönetmenliğini yapmış olduğu filmlerden daha çok sadece senarist olarak kalması gereken biridir james cameron. ilk terminatör için söylenecek çok bir şey yok aslında düşük bütçeli mi? evet. çünkü onun adını duyurma filmidir. ikinci film için 1990 lı yıllarda şu anda bile çok az filmde kullanılan 110 milyon dolarlık bütçe ile çekmeside göz ardı edilmemelidir.

    Robert Zemeckis cameron terminatör ü çektiğinde back to the future ile ortalığı zaten sallıyordu. zemeckis her zaman cameron un bir adım önündedir. dünyanın en iyi üçlemsinin altında zemeckis adı yazar. forrest gump için bir şey demem zaten. avatar 2010 da gelirken polar express 2004 de gelmiştir arada 6 yıl var tabi ki teknoloji gelişiyor sonuçta avatar 8 yıldır yapım aşamasında bir film. polar express ile kıyaslanamaz zaten.

    kötü yönetmen değildir ancak çok iyi de değildir. yazdıklarını ekrana tam olarak yansıtamıyor. geleceğin sinemasını şekillendirildiğini söylerken bazıları şunu atlıyor. sinema da devrimi o yapmamıştır. zaten çizgi filmlerde sıklıkla kullanılan bir tekniği sanki o icat etmiş gibi davranmak salaklıktır. asıl devrimi Larry ve Andy Wachowski kardeşler matrix ile yapmıştır.

    devrim denilen şey var olmayan bir şeyle yapılır var olan ile değil. neyse konumuz bu değildi. cameron ile nolan kıyaslamasına aslında girmemek gerekir. orta da yönetmenliğin üst düzeyi olan bir Memento var bir prestige var nolanı sadece batman yönetmenliği ile kıyaslamak saçmalıktır. o batman çekmeden önce de vardı. insomnia da al pacino yu kullanışını gördükten sonra, robin williams ı izeldikten sonra yönetmenlik bu dedirtir insana.

    (bkz: Francis Ford Coppola)
    (bkz: Robert Zemeckis)
    (bkz: Steven Spielberg)
    (bkz: Martin Scorsese)
    (bkz: Quentin Tarantino)
    (bkz: Ridley Scott)
    (bkz: Christopher Nolan)

    gibi yönetmenleri izleyip ilk sinema filmimiz 1990 daki back to the future 2 dir. *
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük