oldukça pis bir şehir. kocaman gökdelenlerin arasında, biraz çizgi film ya da street fighter oyununun chun lee sekanslarından fırlamış gibi o tatlarda eski püskü harabe evlerin olduğu bir sürü caddesi ya da sokağı var. bu arada, gidipte trafiğini gördükten sonra, istanbul'un trafiği için, ''hiçbir şey''miş demek işten bile değil. halkı içinse gözlemlediğim, bize benziyorlar sanki, fakiri tam fakir, fakirini iplemeyen zengini de, bir el yağda bir el balda modunda takılıyor, fakiri de ne yapsın, mutlu görünmeye çalışsın dursun.
uçaktan indiğiniz anda yoğun (baharat+ten) koku dalgası içinde yuvarlanırsınız.
koku yüzünden 2 gün sadeceyle su ve birayla beslendiğimi bilirim.
en önemli caddelerinden biri olan jalan talmin’de yüksek binaları görebilirsiniz. ara sokaklarında ise kedi boyunda fareleri görmek mümkündür.
istanbul trafiğinin bir eşini orda yaşamanız mümkün. trafiği önlemek için belli saatlerde 3 ten az kişi sayısı bulunan araçların trafiğe çıkması yasaktır. gezilebilecek bir ulusal müzesi bir de ismail ağa camisi var . başka da bir bok yok. gece hayatı, bazı yerler erken kapatsa da yine de idare eder.
thy tarafından 20 temmuz 2009 tarihi itibariyle singapur üzerinden sefer düzenlenecek endonezya kenti. çarşamba, cumartesi hariç haftada 5 gün karşılıklı sefer düzenlenecekmiş.
okurken girtlaktan bol gkh karisimli bir sesle telafuz etmek gerekir. bu bakimdan ankara angara cagrisimi yapmistir bende. acaba orada da biz jahkharta bebesiyiz diye dolasan tipler var mi? (bkz: angara bebesi)
