temsilci olduğu iddia edilen böyle bir öğrenciyi görünce, insan,siyasi olarak taban tabana zıt olsa bile, o anarşist diye aşağılanan, darp edilen, hakarete uğrayan gerçek öğrenci temsilcilerine daha bir sarılıyor, daha bir sempati besliyor onlara.
şimdiye kadar hep halkın ağzından dinledik sorunu.
ben olayı araştırdım tespitlerim ve görüşlerim;
--spoiler--
Haber bültenlerinde de belirttiğim gibi beni bu konu ile ilgili eleştiren arkadaşlar dilerim çok daha iyilerine sahip olurlar. Para bu dünyadaki, en kolay el değiştiren basit bir gereçtir. Bu yüzden insanları ekonomik durumlarına göre değerlendirmek en büyük yanlıştır. Bazı şeyler elden yok olup gittiğinde akılda haysiyet, tevazü, dürüstlük gibi soyut kavramlar kalır.
Üniversiteye girinceye kadar hep Devlet Okulları'nda eğitim gördüm ve her ekonomik koşuldan arkadaşlarım, dostlarım oldu. ilköğretim tahsilimi Tavşanlı istiklal ilköğretim Okulu'nda, Ortaoğretim tahsilimi ise Tavşanlı Anadolu Öğretmen Lisesi'nde tamamladım. Lisede de Okul Başkanlığı yaptım.
Bilkent Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanlığı'na yaklaşık 4500 kişinin oyu ile geldim ve sadece bir siyasi görüşten değil, çok farklı görüşten, çok farklı ekonomik düzeyde arkadaşımızın desteği ve güveni ile bu ünvanı kazandım. Bu yüzden asılsız iddiaları şiddetle kınıyorum. Ülkemizin bu yoğun gündeminde bu konunun gündeme getirilmesinden duyduğum üzüntüyü tekrar tekrar dile getiriyorum, sizlerden özür diliyorum.
--spoiler--
aslında çocuk da kendince haklı...
bilken üniversitesi dünya sıralamasında 112. olduğu için görüşmede o üni'nin de bulunması gayet doğal.
evet bilkent "tikky" okuludur. yani bence öyle ve sanırım hep öyle kalacak.
ama bu başarıyı başbakanlıktan göz ardı edemezlerdi.
bana kalırsa o görüşmeye ya her üni'den öğrenci gitmeliydi, ya da en çok devlet üni'lerinden öğrenci gitmeliydi.
"beyaz zambaklar ülkesinde" diye bir kitap okumuştum.
orda "toplumun zenginlerinden nefret etmeyin." diye bir metin vardı.
artık ne demek olduğunu daha iyi anlıyorum. ben memur kızıyım. ve burjuvalar bana hep itici gelir. bana göre köylü milletin efendisidir. ama artık ben de zenginleri sevmeye çalışıyorum.
ne kadar tiksinirsem tiksineyim, empati kurmaya çalışıyorum.
çünkü onlar da insan.
lan komünist değilim ama böyle bir entry çıktı ortaya. noluyo lan?
asıl önemli olan bir öğrencinin jaguarı olması ve çankaya köşküne jaguarıyla gitmesi değil, çankaya'nın temsilcisinin jaguarı olan bir üniversiteyi görüşmeye çağırmasıdır. öğrenci sorunlarıyla ne kadar ilgili olduklarını gösteriyorlar böylece. o jaguarlı öğrenci utanmadan öğrenci harçları çok fazla, öğrenci hayatı çok zor mu demiştir acaba? hiç sanmam. bana şu diyalog daha gerçekçi geliyor: "sayın cumhurbaşkanım, daha iyi arabalarla okula gitmek istiyor, yurt dışına çıkışta daha fazla kolaylık bekliyoruz". bir de bu çocuk utanmadan hakkında söylenenlere alınıyor, küsüyor, arabacığını garajına kilitliyor ya, gel de sinir olma işte.
bilkent üniversitesi godamanlarını temsilen gitmiştir. beyaz şahin'le ya da dolmuşla mı gitseydi. o zaman temsil edilmemiş olurlardı öğrenciler. zira bilkent kampüsünün içinde yan yana 2 ford mustang gt gören ben arkadaşlarımdan aynı anda 2 ferrari'nin çarpıştığını da işittim.
burada alttaki atasözümüzün bir benzeri görülmektedir. zira çoğu öğrenci arabayı geçtim, taksiye binmeyi geçtim, yol parası bile bulamadığı için okula yürüyerek gitmektedir.
akbile zam yapılınca imza atar fişleniriz.Harç parası bulamayınca napcağımızı şaşırırız.çözüm bu kadar basitken nasıl oldu da göremedik .yazıklar olsun bize alsaydık bir araba ne derdimiz kalırdı ne tasamız.işte bu yüzden cumhurbaşkanı ile görüşmeye çağrılmıyoruz.Çözüm değil problem üretiyoruz çünkü.Tebrik ediyorum temsilciyi,gerçekten anadolu çoçuğuymuş.
arabasını cartını curtunu bir kenera bırakalım. meydanlarda öğrenci arkadaşlarının hakkını savunamayan, polislerden biber gazı yememiş bir züppenin oraya çıkması bir türkiye trajedisidir.
hangi öğrencileri temsil ettiği bilinmeyen öğrenci temsilcisidir. bu adamla oturup harçları mı konuşacaklar. bu adam hayatında para sıkıntısı çekmemiş. bir de özel şoförü varmış. bilir mi acaba faturası ödenemeyen doğalgaz yüzünden tir tir titremeyi öğrenci evinde? bırakın ya!
ulan bir kere taksiyle çıktım kampüse finale geç kaldımda. 20 lira tutu. son paramı verdim ben. 1 saat esentepe'den çarşıya yürüdüm sakarya'da.
bilkente hiç gitmeyip, götünden sallayan yazarların hedefi olmuş öğrencidir. eğer bilkente giderseniz görürsünüz ki ha bilkent ha beverly hills. ben şahsen bilkent öğrenci konseyi başkanından son model bir mercedes veya ciple gitmesini beklerdim.
ayrıca oraya çıkan temsilcilerin içinden şahsen tanıdıklarım vardır ki hayatlarından 2.000 tl takım elbiseye vermeyecek ve gerçekten de öğrencilerin sorunlarına hakim insanlardır.
özel üniversite de okuyan öğrencilerin de harç parası peşinde olacaklarını düşünmekte nasıl bi avareliktir, onu idrak edemedim.
jaguar kullanan dertli mi dertli bilkent öğrencisi memlekete bir nur gibi doğan ileri demokrasinin hüzmelerinden istifade edemeyecek mi yani? o da mı cop yesin, ha o da mı coplansın?
tanım, tabi: trafikte geç kalmaktan korkan ve bu yüzden jaguar arabasıyla köşke çıkan ve öğrencilerin temel sorunları hakkında cumhurbaşkanı sayın gül ile bir süre görüşen öğrenci.
besleme basının çoğunda bu şekilde tanımlandığını göreceğiz zaten, şaşırmayın.
Mesele bindiği jaguar değildir. Adamın babası çalışmış kazanmış almıştır . Esas mesele şudur ki jaguarı olan birinin, öğrencilerin hangi sorunları hakkında bilgi sahibi olduğudur. Çok merak ediyorum ne konuştu acep orada. "sn Cumhurbaşkanım akaryakıta çok zam yaptı hükümetimiz vallahi maseratiyle gelecektik çok yakıyo diye
jaguarla geldik ehiehi." falan mı dedi?
jaguar´la giden adamı öğrenci temsilcisi seçenlere yöneltilmesi gereken bir eleştiri. türkiye´de "jaguar" a binen öğrenci sayısıyla "metrobüs" e binen öğrenci sayısı kıyaslandığında jaguarlı öğrencinin temsil ettiği taban, olsa olsa bir elin parmaklarını geçmez. ben bütün öğrencilik hayatımda hatırladığım kadarıyla sadece bir kere kampüse taksiyle gitmiştim. hiçbir jaguar lı öğrenci bana "gel paganviodio, seni okula bırakiim" demedi.
şaka bir yana, öğrenci temsilcisi cumhurbaşkanına "kendisini" değil de "ögrencileri" temsil etmek sıfatıyla gittiyse, jaguar ı olsa bile oraya otobüsle gitmeli, cumhurbaşkanına da "ben jaguar arabaya biniyorum, ama burada öğrencileri temsilen bulunduğum için onların şartlarını sembolik olarak size göstermek için bugün buraya otobüsle geldim" demeliydi. bunu yapamamışsa, o adam en fazla 3-4 öğrenciyi temsil ediyor demektir. türkiye´de de 3-4 ten fazla sayıda öğrenci vardır, demek ki demokrasiler de çoğunluğu temsil etmeyen adamlar ın yürürlüğü olmaz.
cumhuriyet rejiminde cumhurbaşkanlığı temsili bir makamdır. oraya giden öğrenci de , öğrenci değildir aslında, temsili bir öğrencidir. bu öğrenci-cumhurbaşkanı görüşmesi de temsili bir görüşme olmuştur zaten.
cumhurumuzun başkanı öğrenci sorunlarını dinlemek adına 15 üniversite öğrencisini makamında kabul ediyor.
bu ülkede, harcını ödeyemediği, üniversitelerinde ayrımcılığa maruz kaldığı, sağlıklı eğitim ve öğretim alamadığı, mezun olunca iş bulamadığı, atanamadığı için madur durumda olan milyonlarca genç varken, bu milyonlar adına, çankaya ya çıkabilen 15 tane gencin içinden bir tanesinin jaguar sahibi olması oldukça vahim bir durumdur.
işgüzarlık kokar leş gibi.
ben demiyorum ki suç bu öğrencide ya da cumhurbaşkanındadır.
suç, onca madur öğrenci dururken, onların sorunlarından haberdar olsa da bihaber olanları çankaya köşküne çıkaran, çıkarabilen sistemdedir.
o sistemin hemingway anlatıları misali insandan yalıtılmış bir makine olduğuna inanacak kadarda saf değiliz hiçbirimiz.
suçlular kimlerse bilsinler ki gözümüzün içine baka baka koskoca bir milletin evlatları ve onların cefakar ve vefakar anne babalarıyla dalga geçtiklerini anlayabiliyoruz.