jacques prevert

entry15 galeri0
    1.
  1. unlu fransiz yazar.paroles eseri en bilindik eseridir.
    (bkz: uktedir)
    3 ...
  2. 2.
  3. zaman

    yavru aslan karnını doyurduğu zaman
    dişi aslan gençleşir
    ateş payını istediği zaman
    toprak kızarır
    ölüm ona aşktan söz ettiğin zaman
    yaşam ürperir
    yaşam ona ölümden söz ettiğin zaman
    aşk gülümser
    (çev.eray canberk, seçme şiirler)
    2 ...
  4. 3.
  5. yaramaz çocuklara masallar adlı çocuk kitabında "zürafalar operası" hikayesi çok güzeldir.

    "zürafalar operası"

    -bir kaç tabloluk hüzünlü opera-

    zürafalar dilsiz olduğundan, şarkılar kafalarının içinde kalır.
    yalnızca çok dikkatle gözlerinin içine bakarak anlayabilirsiniz, bir şarkıyı yanlış mı doğru mu söylediklerini.

    j.prevert - çev. samih rifat
    2 ...
  6. 4.
  7. Fransız sinemasında şiirsel gerçekçilik(Realisme Poetique) hareketinin senaryo yazarıdır. bilhassa Marcel Carne-Jacques Prevert işbirliğinin bir ürünü olan Les Enfants du Paradis isimli filmdeki gösterdiği başarı oldukça dikkate değerdir[karakterlerin paradoksal yapısı ve tarihi figür olmaları ki "de montray" dışındaki tüm karakterler tarihi bir figür niteliğindedir.]
    2 ...
  8. 5.
  9. BU SEVDA

    Bu sevda
    Birdenbire saran içimizi
    Bu narin
    bu sımsıcak
    Bu umutsuz
    Sevda
    Gün gibi güzel
    Ve kabaran deniz gibi
    Çalkantılı
    Bu sevda
    O kadar gerçek
    O kadar güzel
    O kadar mutlu
    O kadar sevinçli
    Ve karanlıkta korkudan titreyen bir çocuk gibi
    Gülünç
    Ve gecenin ortasında sakin bir adam gibi
    Kendinden emin
    Başkalarının yüreğine korku salan
    Benizlerini solduran
    Dillerini çözen bu sevda
    Gözetlediğimiz için gözetlenen
    Yaraladığımız
    Ayaklar altına aldığımız
    inkar ettiğimiz unuttuğumuz için
    Kovalanmış yaralanmış ayaklar altına alınmış
    inkar edilmiş unutulmuş
    Bu kocaman sevda
    Gene dipdiri
    Gene güneşli
    Senin sevdandır bu
    Benim sevdamdır
    Hep var olan
    Durmadan yenilenen
    Ve değişmeyendir
    Bir bitki kadar gerçek, bir kuş kadar ürkek
    Yaz güneşi kadar diri ve sıcaktır
    ikimiz de gidebiliriz
    Sonra dönüp
    Derin uykulara dalabiliriz
    Acı çekebiliriz uyanınca
    ihtiyarlayabiliriz
    Sonra tekrar dalabiliriz uykuya
    Ölümü düşleyebiliriz
    Oysa
    Başucumuzda
    Gülerek bakıyor bize
    Durmadan tazelenen bu sevda
    Ayak diriyor yaşamakta
    Arzu kadar diri
    Bellek kadar zalim
    Pişmanlık kadar budala
    Hatırlamak kadar tatlı
    Mermer gibi soğuk
    Gün gibi güzel
    Bir çocuk gibi narin
    Bize bakıyor gülümseyerek
    Ve hiçbir şey söylemeksizin
    Konuşuyor bizimle
    Ve ben ürpererek dinliyorum onu
    Bağırıyorum
    Senin için
    Kendim için
    Bağırıyorum bizim için
    Gitme kal
    Dur orda
    Ayrılma yerinden
    Kal orda
    Kımıldama
    Gitme
    Biz ki sevmiştik birbirimizi
    Unuttuk seni
    Bari sen unutma bizi
    Bir sen varsın yeryüzünde bizim için
    Terk etme bizi
    Buz bağlamasın yüreklerimiz
    Ne kadar uzakta
    Ve nerde olursan ol
    Duyur bize kendini
    Bir çalı dibinde
    Hatıralar ormanında
    Birdenbire çıkıver karşımıza
    Uzat elini bize
    Ve kurtar bizi.
    0 ...
  10. 6.
  11. şiirlerinin çevirilerine baktığınızda garipçileri hatırlatsa da bu tamamen dil bilmemenin getirdiği yanılsamadır.
    nazım hikmet kokar şiirleri.

    "Eşek kıral ve ben..
    Sabaha sağ çıkmayacağız.
    Eşek açlıktan,
    Kıral iç sıkıntısından,
    Bense aşk ateşinden..
    Aylardan mayıs."

    şiiriyle tanıdım onu.
    Gerçekten bu kadar derin miydi anlattıkları, yoksa ben mi çok füruatlı düşündüğüm bir anda mı denk gelmiştim satırlarına?
    sanatın gerçeküstü bir yanıydı bu; bir şairin anlattığından daha fazla şey anlayabiiyorsunuz, bir satırda sayfalarca düşünceye boğulabiliyorsunuz çoğu zaman.
    Ben bu şiirde bunu yaşadım.

    ya da gerçekten jacques prevert bu şiirde bir hayvan, bir hükümdar ve bir sanatçının yaşamlarının, yaşamak için aldıkları gücün kaynağının, dertlerinin, kaygılarının farklılığını muhteşem anlattı.
    2 ...
  12. 7.
  13. sardalyeci kadinlarin türküsü

    dönün bakalım dönün
    ufacık kızlar
    dönün fabrikanın etrafında
    handiyse girersiniz siz de içeri
    dönün bakalım dönün
    balıkçı kızları
    balıkçı yetimleri
    beşiğinizin etrafına dizilen
    melekler vardı ya hani
    belli fabrika sahibinden para yedikleri
    tutup alınyazınızı yazmışlar
    yazılacak birşey olsaydı bari
    siz yok yoksul yaşayacaksınız
    biçok da çocuğunuz olacak
    ama biçok çocuğunuz
    onlar da yok yoksul kalacak
    onların da biçok çocuğu olacak
    ama biçok çocuğu
    biçok çocuğu ama
    dönün bakalım, dönün
    ufacık kızlar.
    dönün fabrikanın etrafında
    handiyse girersiniz siz de içeri
    dönün bakalım dönün
    balıkçı kızları
    balıkçı yetimleri

    jacques prevert
    0 ...
  14. 8.
  15. karanlıkta tek tek yakılmış üç kibrit

    ilki görmek için yüzünü senin

    gözlerini görmek için ikincisi

    sonuncusu dudaklarını

    ve kollarımla sararken seni

    koyu bir karanlık bütün bunları bana hatırlatmak için. *
    1 ...
  16. 9.
  17. seviyorum bu adamı ve şiirlerini..en sevdiğimse,

    karanlıkta ardına ardına yakılmış üç kibrit,
    ilki yüzünü görmek için,
    gözlerini görmek için ikincisi,
    sonuncusuysa dudaklarını,
    zifiri karanlıkta tüm bunları hatırlamak için,
    sımsıkı sardım seni kollarımla..

    bu kadar duygu yüklü bir şiir daha bilmiyorum ben..lakin ilginçtir,bu şiiri seven hiç kadın tanımadım,söylediğim kadınlar bildiğin odun çıktı odun odun..

    ben mi şiirden anlamıyorum,yoksa nerde ruhsuz kadın var gidip onları mı buluyorum bilemedim şimdi..
    3 ...
  18. 10.
  19. 1900 doğumlu fransız şair ve senarist. eserlerinde genellikle toplumsal umut ve aşk temalarını işler. Türkçe'de yayımlanan yapıtları arasında "Sisler Rıhtımı", "Haylaz Çocuklara Öyküler", "Ay Operası", "Harikalar Tablosu" ve "Cin Sıpa" örnek verilebilir.

    kışlanın dışında

    Kalpağımı kafese
    Kuşu kafama koydum dışarı çıktım
    Ne o dedi komutan sokakta
    Selam vermek yok mu artık?
    Hayır, dedi kuş;
    Selam vermek yok artık.
    Bağışlayın, dedi komutan:
    Ben var sanıyordum da.
    Aldırmayın canım, dedi kuş,
    Her insan yanılabilir.
    4 ...
  20. 11.
  21. 12.
  22. güzel bir sabah.

    Korkmazdı kimseden
    Ya da hiçbir şeyden
    Fakat bir sabah güzel bir sabah
    Bir şey gördüğüne inandı
    Ama bir şey yok dedi
    Ve haklıydı
    Hiç şüphe duymadığı mantığıyla
    Bir şey yoktu
    Fakat sabah aynı sabah
    Birisini duyduğuna inandı
    Ve açtı kapıyı
    Ve kapattı kimse yok diyerek
    Ve haklıydı
    Hiç şüphe duymadığı mantığıyla
    Kimse yoktu
    Aniden bir korkuya kapıldı
    Ve anladı ki yalnızdı
    Ama yapayalnız da değil
    Yaşıyordu beraberce
    Karşısındaki hiç kimseyle
    1 ...
  23. 13.
  24. "kışlanın dışında" isimli şiirini gülümsemenin diğer adı olarak tanımladığım şairdir.

    Kalpağımı kafese
    Kuşu kafama koydum dışarı çıktım
    Ne o dedi komutan sokakta
    Selam vermek yok mu artık?
    Hayır, dedi kuş;
    Selam vermek yok artık.
    Bağışlayın, dedi komutan:
    Ben var sanıyordum da.
    Aldırmayın canım, dedi kuş,
    Her insan yanılabilir.
    7 ...
  25. 14.
  26. 1919'da istanbula işgal askeri olarak geldiğinde

    -'' ben işgal askeri olarak görev alacak insan değilim.'' dediği rivayet edilen fransız şair.

    kesit;

    ''Gidebilirdik ikimiz
    Gelebilirdik
    Unutabilirdik
    Uyuyabilirdik sonra
    Uyanabilirdik
    acınabilirdik
    yaşlanabilirdik
    Uyuyabilirdik gene
    Düşleyebilirdik ölümü
    Uyanabilirdik gülümseyebilirdik gülebilirdik
    Gençleşebilirdik de''
    6 ...
  27. 15.
  28. Serge Gainsbourg'un La Chanson de Prévert'inde "Les Feuilles mortes" (Autumn Leaves) şarkısına gönderme yapılan şair ve senarist.
    Senaryolarını yazdığı Quai des brumes ve les portes de la nuit filmlerini Hüzünlü varoluşçu aşk hikayeleri sevenlere şiddetle öneririm.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük