basitçe, onu yazdığı yazıda ateist ve müslüman kelimelerinin yerlerini karşılıklı değiştiriyorum. aşağıdaki metin ortaya çıkıyor. metin anlattığı herşeyle tamamen doğru ve güzel. takdir ediyorum. lightsabera ateistlere ve ateizme nasıl davranması gerektiğini nazikçe ama büyük bir iki yüzlülükle anlatıyor. bakın ikiyüzlülük diyorum anlatacağım. benim yaptığım değişiklik hali ile de gayet uygun, ama ben bu hali ile bile yani kendime yonttuğum hali ile bile altına imzamı atmam. bu durumda orijinaline de hiç atmam. çünkü metin bariz bir ayrımcılık örneğidir. bakın aylardır burada yazıyorum. anlatmaya çalıştığım toplamda herhangi bir dine inananın ve inanmayanın birbirleri ile birlikte yaşayabilecekleri gerçeğidir. ben bu toplumda büyüdüm ve tüm çevremle gayette güzel yaşıyorum. çünkü kimse bana beni biraz geride tutan bir tavırla yaklaşmıyor. yani açıkçası;
metnin tamamı; şu güzel ortamı bozan ateist alegorisinden hareketle yazılmış. bu yaftadan bir kurtulsak önce. yani metin açıkça, biz müslümanlar daha doğruyuz sana göre, bu durumda ortamın güzelliğini belirleyen biziz aramızda çıkacak olan her tartışmada ortamı bozan sensin denmiş oluyor.
bu noktadam sonra ne demem gerekiyor. bana konuş yine konuş ama biz daha doğruyuz denilerek yapılan baskıyı nasıl aşacağım, yani benim sebeplerimin tamamen yanlışlığı üzerinde gelişen bir ilişki nasıl olacak? ben neden kimsenin işine yaramayacağı halde kenarda kalmasın diye takıma alınmış çocuk olmalıyım.
olmayacağım elbette. kesinlikle de kabul etmiyorum böyle bir aşağılamayı.
lightsaberın dediği tam olarak bu. bountyhunterın da dediği bu. hidayet nezaket kibarlık ama kabul edersin benim allahımın adı altında.
kabul etmiyorum. bu noktada nezaketsizlik bana yapılıyor. bunun farkına varamayacak değilsiniz müslümanlar. farkına varın diye de dediğim gibi kelimeleri değiştirip yazdım aşağıya. bir o yazıya bakın ne demek istediğimi anlayabileceksiniz.
onun dışında küfrediyorum. ateistlerin kızları orospu olur, sikilebilirler diye tecavüze hedef gösterenlere küfretmeyeyim mi? bunu ona söyleten onun dini ise ki onun dini olduğunu ben söylemiyorum o söylüyor, o dine de küfretmeyeyim mi?
toplumsal olarak başarısızlar diye ortamı ben mi bozuyorum olacağım. yani sizler bunu zaten yaptınız/yapıyorsunuz doğduğum andan beri bana müslümanlık öğrettiniz atatürk öğrettiniz şimdi ben ikisini de istemiyorum. ben sonrasında kendim dağın eteklerinde sizlerle koyun olmaya devam etmek yerine merak edip dağın tepesine yürüdüm ve şimdi ufka bakıp huzurla dolabiliyorum. ama lavuk ordan yazıyor jack ateist ve kızı orospu olacak ve sikebilirsiniz diye hedef gösteriyor e ben şimdi şu güzel ortamı bozan mı oluyorum yani nedir?
insanlık güzel şey, anlayış empati hepsi güzel duygular hisler hareketler. çatımız insanlık olsun arıza çıkaran jacki sikeyim de, yapmayın etmeyin müslüman din kardeşlerim, ille de islam çatımız olsun derseniz ben dışarıda yağmurda mutluyum.
bahsi geçen up to date entry:
--*************************--
thebountyhunter'ın takdire şayan üslubu ile ateistlara ve ateizm'a karşı daha nezaketli, naif ve dahi zarif bir şekilde nasıl yaklaşılacağını sorgulayan, alternatifler arayan iman etmese bile bu çizgide ilerlemesini dilediğim yazar. (#8598453) kendisinin numaralı girisi de gerek üslubuyla, gerek anlatımıyla problemleri çözme konusunda samimi, önemli, gerekli bir adamdır. tebrik etmek lâzım kendisini.
ben de bilgim, düşüncem dahilinde; samimiyetiyle istediği kişiler arasında ki* ilişkileri zarif bir tülle bezeyecek olan önerilerimi sıralayacağım.
kendisi de takdir eder ki ateizmi terimler, hadiseler, kişiler vs. hakkında genel olarak girdiği giriler hafif alaycı, küçük düşürücü ve inançlı kimsenin kalbini inciten bir üslup ve anlatım taşımakta. fakat; eleştirilere olgun bir şekilde cevap verip bir ateista daha anlayışlı olarak nasıl yaklaşılması gerektiğinin cevabını araması ve bunu da karşılık beklemeden yapması/yapmak istemesi oldukça keyif verici, sevindirici, tebessüm ettiren bir durum.
her insanın her konu, olay, durum vs. hakkında mutlaka bir fikri olabilir. ama işte asıl keramet, büyüklük bazen bu fikirleri dile getirmemek hatta bazen konuşmamakta, sadece susmakta yatar, belki de o fikirleri bellekten silmeye kadar gidebilir bu. insan kendi içinde, vücut ülkesinde ise istediği kadar konuşabilir, her fikri istediği gibi savunabilir veyahut yerebilir. bu durumda ne diğer insanların gönlünü kırmış olursunuz ne de bu hâlden rahatsızlık duymuş olursunuz...
kendisinin düşüncelerini saklayıp veyahut dile getirmesi meselesinde kimse bir zorlama, baskı yapamaz. zira; insanı insan yapan haklardan biridir bu. ama işte oldukça ehemmiyet taşıyan nüans tam bu vakitte tecelli etmekte, devreye girmekte. hem de bu önemli seçim kişinin kendisine bağlı. şimdi; ateistların olduğu veya çoğunlukta olduğu bir gruba* dahil olmuş olsun. ve karşısında ki ateistlar da gayet bilgili, kültürlü, naif, nezaket sahibi, temiz ve hoş bir üslup sahibi kimseler olsun. yani insana insan gibi yaklaşmasını bilenlerden oluşsun. bu durumda ateistq veyhut ateist olmayan bir kişi böyle keyifli, kayıtsız şartsız bilgi alış-verişi, insanı konular hakkında daha sağlam paylaşımlarda bulunacağı yerde neden gereksiz bir şekilde ateistları ve ateizm'ı eleştiren ve dahi kaba bir üslupla küçük düşüren bir yöntem izlesin?
yani o grupta muhabbetler edip, kazandığı ve kazandırdıkları ile neşeleneceğine neden karşısında ki insanları gönülden incitecek ve kavga gürültüden başka bir sonuca gitmeyecek konuşmalarda bulunsun, bulunulsun? varsın, o fikirlerin sadece benliğinde yeşersin, dışarı taşmasın... bu hoş ortamı bozma pahasına ortaya dökme onları, kazancın olmayacak ki çünkü. stres, sinir, kaygı ile dolacak tüm hücrelerin, bunu adın gibi bilmektesin de. e o zaman? gereksiz eleştirilerden vazgeçmek en doğrusu, değil mi? çünkü; bu yöntem tercih edildiğinde her açıdan kazancın olacak, en azından kimsenin gönlünü incitmemiş olacaksın. bu bile başlı başına dünyalara değer bence, özellikle güven ortamının yerle yeksan olduğu zamanımızda...
tamam; kabul ediyorum... her zaman böyle olgun, saygılı, bilgili, kültürlü, karşısındakine insan olduğu için değer veren ateistlara rastlamayabilirsin, hatta günümüzde çok azlar belki böyleleri. fakat; daha biraz önce neşeyle, mutlu bir biçimde ayrıldığın olduğu hoş muhabbet insanlar da ateistdı. bundan mütevellit, böyle insanları da bünyesinde barındıran bir dine karşı kötülerini gördüğünde onların bu durumunu ateizmdan bilip ateistlara ve ateizm'a gereksiz söylemlerde bulunma. kişinin kendisini eleştir, yaptıklarını yer...
bu söylediğim durum farklı inanç kombinasyonları için de geçerlidir. sadece ateistlar ve diğerleri olarak ayırmak olmaz. demek istediğim fikirler ve düşünceler bazı meselelerde ve durumlarda ortaya atılmamalı, dökülmemeli bence. bu ikiyüzlülük de değil. velev ki ikiyüzlülük olsun... en azından mutlu olmak, diğer insanları incitmemek, kırmamak adına ikiyüzlü olunacaksa da seve seve tercih edilmeli.
neyse, sanırım kelimelerin sonuna gelmiş bulunmaktayım. son olarak; doğuracağı kötü sonucu, huzursuzluğu bile bile eleştiri yapılmamalı, yapmamalı.
hazreti muhammed'e laf edecek en son kişidir ama maalesef konuşup durmaktadır. ne kuran'ı okumuştur ne de islam hakkında bir şey bilmektedir. emevi kodamanlarınca yazdırılan uydurma hadis kitaplarını islam'ın öz kaynağı sanmaktadır. yobazlar kadar zavallıdır gözümde. cehaletiinden süzülenlerle sözlüğü işgal etmektedir.
sen kimsin dünyanın gördüğü ilk devrimciler hakkında laf ediyorsun.
eleştiri ve edepsizliğin seviyesini ayarlayamayan yazar. kendisinin ata, ota, puta, boka tapması illa ki kendisini ilgilendirir. Amma velakin Hz.Ebubekir gibi büyük bir müslüman ile ilgili diyalog hazırlarken "amını yala" "götünü yala" gibi skindirik argümanlar sunması, karakterinin batak seviyesinin altında seyrettiğini bizlere işaret eder. Yazdığı her entaride eşit şartlar, demokrasi gibi terimler kullanırken, dindar ve milliyetçileri cahillikle suçlamak en büyük eğlencesi gibi gözüküyor. Bende milliyetçi ve olabildiğine dindarım. Hangi konu hakkında tartışmak veya cehalet adı altında sidik yarıştırmak istiyorsa alenen beklerim. Lakin zihnindeki fukaralığı fikrindeki ukalalıklarla örtmeye çalışacaksa boşuna bu yoğurdu kaşıklamayalım derim.
Yasin Suresi
--spoiler--
7.Andolsun, onların çoğu üzerine o söz (azap) hak olmuştur. Artık onlar iman etmezler.
8.Onların boyunlarına demir halkalar geçirdik, o halkalar çenelerine dayanmıştır. Bu sebeple kafaları yukarıya kalkık durumdadır.
9.Biz onların önlerine bir set, arkalarına da bir set çekip gözlerini perdeledik. Artık görmezler.
10.Onları uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar.
--spoiler--
yazdıklarını okudukça, yukarıdaki ayetlerde anlatılan aklıma geliyor. kendisine duam şudur;
Allah, boynundaki demir halkaları ve gözündeki setleri kaldırsın, ve en kısa zamanda hidayet nasip etsin.
bir şekilde kalıplar arasına sıkıştırılıp "ama ben böyleyim sen de böyle kabul et" kıstaslarında çarka alınmaya çalışılan yazar.
hayır, hakkında yazılanları ve hatta başlığını kendisi ile alakasız girilerle dolduranları görüyorum ve cidden bazı şeylerin insanı ne kadar komik duruma düşürdüğü daha bir güzel kanıksıyorum. öyle insanlar var ki, -ne yazık ki- karşısındaki insanı asla olduğu gibi kabul edemedikleri, olduğu gibi göremedikleri, gerçekte olduğu gibi görmek ve gerçekte(!) olduğu gibi karşılamak yerine araya bir takım kutsallar sokuşturarak yetki devri yapmaktan, kaçak güreşmekten, dile getirmeye korktukları şeyleri dogmalara yükleyerek korkularına kılıf aramaktan kaçınmadıkları gibi en ufak bir karşı duruşa bile tahammül etmekten uzakta bitkisel bir duruşla duyuları tamamen kapalı yaşamaktalar. bu adamların dönüp jack hakkında "sen de güzelsin ama benim zihinsel makyajımla tahayyülümde daha bir şık olacaksın" demeleri açıkca korkaklık, ikiyüzlülük ve cahilliktir.
yaptım oldu tavrı takınıp insanları kendi kalıplarınıza hapsetmektense olduğu gibi kabul edin bir zahmet. bu adam sayfalar dolusu açıklamış işte, "beni seviyorsan sev sevmiyorsan çek git" demiş. ama "canım abim" ayaklarında seviyormuş gibi yapıp alttan alıp, "ama ben kendi değerlerime göre severim" demenin daha manası nedir yahu? bu adam çıkıp "iyisin güzelsin ama kafan 600 model" demiyor ki kimseye. dar kalıplarda sıkışanlar hakkında fikirlerini paylaşıyor, o kalıpların hazırlayıcısı olanlara da peşin peşin lafları var. ama o kafalara güzelleme de yapmıyor, güzelleme yapacağı adam varsa onu da inancıyla aşağılamıyor. zaten anlaşılmayan da bu.
yani yayılmacı-istilacı bir zihniyetin ortaya çıkardığı bir fikre-inanca kızıp, onun çocuk sevici önderi hakkında fikir içermeyen gerçekleri yazması bu kadar koyuyorsa kenarda durun bir zahmet. sevmeye de uğraşmayın boşuna, buradan komik görünüyor...
isviçre medeni kanunu, ben evrenselim tüm toplumlar tüm tarihler için gönderildim beni allah diye bir yaratıcı var o gönderdi bu söylediklerime inanmayan ateşte yanar inanan da süper yaşar demediği için, onu eleştirmeye gerek görmemiş yazardır.
zeka testinin olduğunu bilenlerin o testlere girmeleri de gerekir.
bir de ne yazarsam, ergen diyorlar. ergen değilim efendim. keşke olsam. keşke yeniden genç olsam. keşke yine endişesiz bir yaşam içinde yaşama şansım olsa.
keşke herkesi güldürebildiği akdar kendisi de gülebilse bu yazar.
6-7 yaşlarında hayatında gördüğü herhangi bir şeyden daha büyük bir siki kaldırması için daha dün dede, amca dediği koskoca adamların koynuna sokulan kız çocuklarını duyunca gülemeyen yazar. talak boşanacak olan kadının haklarını "savun"maz. çünkü birincisi erkeklere kadını ne zaman boşayacaklarını söyler. kadın bu surede edilgendir. boşanandır.
ikincisi de adet görmemiş kızlarla evlenildi ise onların ne zaman boşanabileceğini anlatır.
1400 yıl öncesinin çöl bedevisi, kadın kocasından ayrıldığında nolur nolmaz hamile ise babasının kim olduğu karışmasın diye iddet diye bir şey koymuş.
islam evrensel bir din değildir. çünkü 1400 yıl sonra babanın kim olduğunu öğrenmek için 9 ay beklememize gerek kalmayan gebelik tespit yöntemleri var.