işçi kazalarında dünya 3.sü avrupa 1. olunan bir ülkede başbakandan, memuruna herkese laf söylettirecek durumdur.
kader değil bu, işçilerin hatası da değil. bu iş güvenliğinin evrak işi olmaktan öteye gitmemesidir.
kobilere eşşek yüküyle vergi borcu, iş güvenliği cezası çıkartılırken holdinglere ses çıkarılmamasının sonucudur.
burada hata tabiki 12 yıldır iktidarda olduğu halde bu sistemi düzeltmemiş kişilerdedir.
yazıklar olsun.
hic sevmesem de suleyman demirelin bir sozu vardir; dagdaki cobanin kaybettigi tek bir koyunun hesabini bile ben veririm diye, basbakan olmak canini sikanlara bagirmaktan paralel bunlar demekle olmaz...
yapılan her yeniliği, projeyi başbakan'a bağlayıp onu yücelten ve ilahlaştırmaya çalışan zihinsiz partizanların anlayamayacağı 'bir meselenin müsebbibinin ortaya çıkarılması' isteğinin doğurduğu bir davranıştır.
basbakanin hic bir sucu yoktur turkiyede hep ona yonelik olaylar gelisir ya faiz lobisinin sucu vardir ya paralel devletin ya da esat sucludur simdide iscilerin sucu vardir. o hic hata yapmaz o peygamberdir o yucelerin yucesidir allah bir once onu oldurup ahiretteki isler icin kullanmalidir .
166 şehit , birde içeriden çıkarılmayan 300 civarında madenci. 400 civarında şehit verilen bir günde magazin boyutunda entry girenlerin eniştesi, üvey babası olurum, oluruz,olurlar.
sokarım o adama diye cevap verilir suriye'ye gelince yalandan göz yaşı dökenleri görücem ben şimdi 166 can ya 166 dile kolay yalandan göz yaşı döken emine erdoğan'ı görecem ben yarın kendi milletine acımayanlar başka ülkelerde esmalara rabialara acımasın bu ülkede ne canlar gidiyor kimin haberi var.
haktır. türkiye büyük millet meclisinin görüşme anında chp'li vekiller tarafından, manisa soma ilçesindeki maden ocaklarının sağlam olmayıp, oluşan küçük çaplı kazalar sebebiyle ocaklarda yapılması gerekçesiyle sunulan araştırma önerisini, akp'nin her yerde karşımıza çıkan aşamadığı 'ego ve hep ben'ciliği yüzünden oy birliğiyle 'hayır'a çıkarmasından 20 gün sonra bu kaza meydana geldi.
siz zaten hep vardınız; içeri attınız, yok saydınız, haklı çıktınız. biz dinsizdik , paraleldik, gevezeydik, gereksizdik.
türkiye' başkanına da, seçmenlerine de, diğer parti önerilerine karşı bulaşıcı egodan ileri gelen susturma eylemlerinde bulunan vekillerine de söylenen laflar fırsattan istifa değildir, yakarıştır. şunu kabul etmeleri gerektir ki bu ülkeyi akp ve seçmenleri oluşturmuyor.
Allah maden ocaklarında hayatını kaybeden kandaşlarımıza rahmet eylesin, şu günlerde acılarını en derinlerinde yaşayacak olan ailelerine de sabır verip bundan sonraki hayatlarında haklarını yedirmesin. şüphesiz ki allah mazlumların yanındadır.
fırsattan istifa etmeye çalışan kişilerin yaptığı eylem.
Az önce de söyledim. Şayet o ölümlerin içinde iş güvenlik yoksa, bütün kabahat onlardadır. Bu hükümet onları oraya sadece baret kontrolü için zorunlu kılmıyor.
Iki metre kabloda dahi en ufak bir ezik olsa, isg (iş güvenlik) ona el koyabiliyor. Ama bu tutup "bundan bişey olmaz" derse, göte giren şemsiye açılmaz.
Iş güvenlik uzmanı var, akşama kadar götünü kaldırmaz, iş güvenlik 'şefi' var, sadece bir kelimesinden dolayı işçiyi, "işçilerin sağlığı için tehlikeli, psikolojik kontrol muayenesi istiyorum"diyor.
Güzel kardeşlerim, herşey bu isg'lerde bitiyor. Tekrar söylüyorum; Bu alanda görev yapan isg'lerin içinde ölen yoksa, bu şirketin hizmet verdiği bütün alanlarda (başka alanlarda da olsa) bizzat işçilerden, isg'lerin görevlerini nasıl yaptığı bilgisi alınmalı. Ve ona göre soruşturmaya devam edilmeli.
keşke hep apolitik kalsaydık da böyle bölünmeseydik, yazıklar olsun bize ki okumuyoruz, geçmişten gram ders almıyoruz, canlar yitmiş hala siyaset konuşuluyor bu nasıl bir arsızlıktır. Bu nasıl bir vurdumduymazlıktır. Yok özel sektörün hatasını akp'ye yıkmak istiyorsunuz, yok akp'nin döneminde işçiler hayatını kaybediyor. Gerekli önlemleri almak özel sektörün, aldırmak ise devletin yani hükumetin görevidir. ikisinin de savunulacak en ufak bir yanı yoktur. Boş konuşmayı bırakın insanlar oralarda ölüyor, hala göçüğün altından çıkarılmamış onlarca kişi var. Dua edin, iyi temennilerde bulunun ama artık birbirinin aynı olan iki pisliği savunmayı bırakın...
Tanım: her iki tarafından sarf ettiği boş laftır.
Edit: Eksiliyorsanız doğru söylemişim demektir devam edin...
gerekli denetlemeler, kontroller yaptirilmadigi icin dolayli yoldan devlet sucludur.
hele ki madencilik gibi hassas, kaza olasiligi yüksek sektörlerde takip yapilmiyorsa. mantik olarak tabiki basbakan tesisati kurmamistir fakat kendisine bagli bakanliklar ve alt birimleri bu konuda ihmalkar davranmis ve bir takim özel sektör baronlarina peşkeş çekmiş olabilir. olmamaliydi fakat oldu allah geride kalanlara sabir ve saglik versin ne diyelim.
ilginç durum. halbuki gümrük memuruna laf söylemek gerekir. ne de olsa ülkeyi yöneten o ve bakanlar falan da onun adamları hep. başbakan ne alaka salak herifler. gümrük memuru asıl suçlu olan tmm mı .s.s.s ...
'neden avrupa ülkelerinde bu durumlar daha az yaşanıyor ?' sorusuna cevaptır. vatandaş haklı olarak diyor ki,devlet denetlemeli. bu hataların önüne geçmeli. hiçbir bakanlık koltuğu ehline verilmiş değil. eğitim bakanı iletişim mezunu örneğin. halk bunu sorar. sormasın mı ? olay gerçekten münferit olsa eyvallah,ancak inanın bir kesim gibi değil herkes. ölü üstünden siyaset yapmıyor,bir daha yaşanmaması için tedbirler sıkılaştırılsın istiyor.
bir örnek : çocuk tacizcileriyle başbakan doğrudan ilişkilendirilemez. fakat şu yönden eleştiri gelir : "neden ilgili yasalar daha sıkılaştırılmadı ?" sözümona birey,suçtan elde edeceği faydayla zarar arası hesap yapar. bunu kıracak yasalar gerekli. başbakan da bunun için var.
kulüplerin şikeden aklanması için iki günde kanun değişirken verilen soru önergesinin dahi reddi okları üstünüze çeker. ve bu ölüseviciliğin değil,tutarlı bir bakış açısının ürünüdür.
hükümet denetleme ve önlem alma görevini yapmadığı için haklı eylemdir. bu ülkeyi tek başına yönetmeye kalkışacaksın ve sonra bir musibet oldu mu işi allaha, işçinin hatasına bağlayacaksın. olmadı hacı !