her şirkette olmasa da bazı şirketlerde bulunan eşitlik düşmanı organizmalardır. "nasıl olsa işçiden" mantığıyla har vurup harman savururlar her şeyi. israf ederler, müsriflerdir.
bir görüşe göre kişisel harcama yapan tüm patronlardır. emeğinden elde ettiğini tekrar aynı işi yapmak için kullananlar ise bir yere kadar israf yapıyor sayılmazlar kanımca.
maalesef bütün işverenleri kapsayan bir hededir bu. herkes emeğinin karşılığını alabilseydi açlık sınırı bu kadar düşük olmazdı herhalde. geçim sıkıntıları bu kadar üst seviyede, maddi zorluklar yüzünden okuyamayan gençlerin olduğu bir ülkede yaşıyoruz biz. asgari ücretle, oturduğu evin kirası eşit olan bir baba ne yapsın da emeğinin karşılığını alsın... düşünüyorum düşünüyorum bulamıyorum...
yani diyor ki; patron, patron olması hasebiyle işçi emeğini mikro düzeyde bile olsa israf eder. bu onların ahlaksızlığını değil, kapital iş etiğinin ahlaksızlığını gösterir. tam tersi olduğunu varsaysak, işçi zaten patrondan daha fazla kazanmak zorunda olacaktır her zaman, her durum için. çünkü bir iş yerinde bir işçi, bir patrondan daha fazla çalışır. (veya kabul görmüş olduğu için bunu varsayıyorum.) patron bulunduğu konum itibariyle, insanların haklarını yiyecek, onların emeklerini israf edecek, ve daha fazla kazanacaktır.
iş ruhunda bir patronun ahlaksızlaşmaması beklenemez, beklense de gerçekleşemez. çok fena abestir.