işsizliğin kol gezdiği günümüzde aynı zamanda firmaların kaliteli eleman bulamama sıkıntısını giderecek yeni yol.
buna göre firmalar iyi elemanları kendi bünyelerine çekmek için çeşitli tanıtımlar, kampanyalar düzenliyor. sonuçta kalifiye insanın tercihleri iyi şirketlerden yana oluyor.
Son dönemde işgücü piyasasındaki gelişmelere bakılırsa insan kaynaklarının önümüzdeki dönemde en önemli ajandalarından birisi olacak; olması da gereken konu. bu kavramı daha iyi anlayabilmek için öncesinde tüketici markası kavramını ele almak gerekir.
tüketici markası bir markanın tüketiciler nezdindeki imajı anlamına geliyor. bu şu demek; siz cocacola içsenizde içmesenizde cocacola markasının sizin zihninizde bir imajı var. bu izlenim yıllardan beri süregelen reklamlar,kampanyalar,promosyonlar ile oluşuyor. totalde sizin zihninizde cocacola bir yere yerleşiyor. örneğin bu örnek üzerinden bakacak olursak bu markanın bende geçmişten beri verdiği reklamlar ve kullandığı iletişim dili dolayısıyla sıcak,aileyi çağrıştıran toplumsal değerlere saygılı, pozitif, kaliteli bir izlenimi mevcut. başka bir ifadeyle en bilinen rakibi pepsiye göre daha üstte bir konumlama var zihnimde. bu konumlama sadece reklamlarla da değil logonun renklerin bilinç altındaki yansımalarının bile katkı sunduğu bir bilinçaltı dürtüsü. işte bütün bu izlenimlerin sonucunda da market rafında gördüğünde daha pahalı olmasına rağmen cocacolayı tercih ediyorsun. (hatırlayacak olursak bunu doğrular nitelikte pepsinin de son reklam kampanyası "aslında bizim kolamız daha lezzetli" şeklindeydi. yani aslında tüketicinin seçim tercihini lezzetin değil imajın şekillendirdiği ispatlanıyor.)
işveren markası kavramına bakacak olursak ilk telaffuz edilişi sanırım 90 lı yıllara dayanıyor. işveren markası kavramının yaratıcısı diye adlandırılan Simon Barrow isimli amcamız insan kaynakları ile pazarlama nın görev tanımındaki benzerlikten yola çıkarak yetenek rekabetinin önemini, bu bağlamda da şirketlerin teknolojik gelişmeler doğrultusunda birbirleriyle rekabet edebilmeleri için kafası çalışan zeki insanları bünyelerine katabilmelerinin önemini su yüzüne çıkarıyor. hakikaten de baktığımızda bugün şirketleri yukarı taşıyan işi bilen yöneticiler, verilen görevi iyi yapan adanmış ve bağlı ara kademe çalışanlar olduğunu görmek çok da zor değil. peki bu kafası çalışan adamlar neden a şirketinde değil de b şirketinde çalışsın?örneğin bir yazılımcı neden yandex te değil de google da çalışmayı tercih etsin? heh işte sorunun yanıtı da burada aslında. google yetenek kazanımının ne denli önemli olduğunu ilk gören şirketlerden biri. bundan 10 sene önce google ın ofisini internette gördüğümüzde bu adamlar manyak mıdır nedir diye düşünüp iç çekiyorken bugün istanbulda birçok şirketin harika iç mimari tasarımına sahip çalışanlarına sürekli birşeyler ikram eden içeride eğlenceyi ve sosyalleşmeyi teşvik eden uygulamalar yaptıklarını görüyoruz duyuyoruz. [https://www.youtube.com/watch?v=vNip_viLao8/ (bkz.)
ben ankaradayım ama istanbula gittiğimde orada yüksek plazalarda çalışan arkadaşlarımın neredeyse tamamının şirketlerinde fitness center yok şirket içi kutlama evden çalışma gibi, bir takım farklı çalışma uygulamalarının şirketleri tarafından birbirleriyle yarışırmışcasına yapıldığını biliyorum. bu örnekler şirketlerin çalışma koşulları konusunda daha esnek ve birbirleriyle rekabetçi hale geldiğini gösteren önemli veriler. bu tarz uygulamaların nedeni daha insani çalışma koşulları sağlayarak çalışana değer vererek hem içerideki iyi çalışanı tutmak hem de dilden dile bak ben çalışanımı nasıl sevip öpüp kokluyorum mesajı verebilmek.
şirketin içerisinde çalışan odaklı uygulamalar devam ederken, şirketin dışında da işveren markası uygulamaları bir takım pazarlama aktiviteleriyle devam ediyor. Bizim okulun mezun sayfasını takip ettiğim kadarıyla şirketler hem tüketici markası hem de işveren markası faaliyetleri kapsamında üniversitelere girmeye oralarda markalarını duyurmaya çalışıyorlar. daha henüz okul dönemindeyken onların işveren tercihlerine etki etmeyi içerideki çalışma koşullarıyla ilgili bilgi ve tanıtım yapmaya çalışıyorlar.
Özetle insan kaynakları eğer bir şirketin insan kaynağını planlıyorsa, yetenek yönetimi diyerek bir takım uygulamalar, geleceğe dönük öngörülerde bulunuyorsa işveren markası kavramı ile şirketin insan kaynakları faaliyetlerinin de tanıtım ve pazarlamasını yapmak zorunda olacak. Zira yetenek diye nitelendirilen bendenizin de aralarında bulunduğu güruhun şirketlerin ik larından beklentisi s.kko iş görüşmeleri yapmak yerine çalışan odaklı uygulamaları arttırmak.
edit: mesaj geldi ik pazarlama ajansı bile varmıştı aha