mağazacılık malesef ülkemizde herkesin yapabileceği bir işmiş gibi gösterilmeye çalışılıp o şekilde lanse edilmektedir. Oysa her işin kutsallığı kadar mağazacılık sektörünün de son derece ince ayrıntıları, kuralları ve esneklikleri vardır. Kimler mağazacı olamaz ve müşteri olarak tabir ettiğimiz insan kitlesi ile iletişim kuramaz dersek;
- Yüzü son derece asık, yabani tipler.
- insan iletişimleri fiziken ve ruhen şekilsiz olan tipler= insan vardır çok cüsselidir. Fakat o cüssesini insanları itmek, kendisinden nefret ettirmek için hayvani yönü baskın olarak kullanmaz. Yüzü güler, kibarlıktan, ilgiden alakadan bihaber değildir. işte bu insanlar iletişim gerektiren her işte son derece başarılı olurlar.
- Asosyal tipler.
- insanları insanların arkalarından boyuna çekiştiren tipler.
- Mağazadan içeri giren her insana kafasına göre davranıp yapacağı alışverişe göre muamele çekenler= Müşteri mağazaya girdiğinde illa senden ürün satın almak zorunda değildir. Müşterinin önce keşfe, beğeniye ve incelemeye de ihtiyacı vardır. Sen hiç bir şekilde onu alışverişine göre yargılayıp eksik muamelede bulunamazsın.
- Özel hayatını boyuna ruh haline ve işine taşıyanlar.
- Özünde sevgisiz özellikle de insan sevgisinden yoksun insanlar.
- Arkadaş olma ve sosyalleşme konusunda arızalı tipler.
- Mesai arkadaşları ile rol kesip yapmacık iletişim kurarak günü kurtarma derdinde olanlar.
- insanları kendisini hiç alakadar etmediği halde gereksiz ve alakasız detaylarına kadar inceleyen, onu bunu karıştıran, görgüsüz kaba ve şizofren tipler.(-ki bunlar özellikle iş hayatları, mesai arkadaşları için sendrom tiplerdir. Sen ne şekilde davranırsan davran hastadır, tedavi olamazlar.)
- Müşteriye servis verirken gerekli servis aşamalarını, personel ve müdür hiyerarşisini bilmeyen tipler= birisi servis verirken yanı başında ya kazık gibi dikilerek ya da ota boka maydonoz olarak müşteriyi de iletişimi de alışverişi de berbat ederler. Bir kere elektrikleri yeter zaten.
- Sürekli akıcı bir insan iletişimi, doğru diyalog ve insan kazanmanın yerine " satmayı " hedef alan ve bu kafayla asla satamayacak olan tipler.
- Ayakkabısında, pantolonunda 5 karış toz, omzunda kepek, kravatında yağ ve paçasında çamurla mağaza ortamını işgal eden gereksiz tipler= her gün gidip değişik giyinin demiyoruz... temiz giyinin. insan içine çıkıyorsunuz. ya da o çamurla doooooooğru tarlaya, araziye, patikaya. - eee iş verende de hata var çoğunlukla. Sen milyon dolarlık yatırım yap, ayağı bacağı tozlu çamurlu daha nasıl insan içine çıkacağını bilmeyen (dişi erkek ayırmaksızın) hödüğün tekini tut mağazaya getir.
- ikram etmekten ve nezaketten uzak pinti karakterli tipler= bunlar asla ...meyeceği eşeğin önüne ot koymayacak kadar bencil ve pinti tiplerdir. Bir fincan çayın, bir bardak meşrubatın hesabını yaparlar. insan kazanmak ne demek anlayamayacakları gibi her şeyin arkasında da bir karşılık ve menfaat araştırırlar.
- yanlışlıkla da olsa bu özelliklerden bir veya bir kaçını üzerinde taşıyan kişilerin mağaza havasını teneffüs etmeleri ve müşteri karşılamaları tam bir faciadır. Özellikle prestij mağazalarında ki bu tarz mağazalara günde belki 1 veya 2 müşteri anca girer işte böyle durumlarda artık geri bildirimler almaya başlarsınız bile...
" -Yaa orada bir bayan & erkek var ay ne kadar suratsız bişiii. insanı resmen bakışı ile kaçıran bir tip...vsvs." ya da daha başka şeyler. Örn; sakız çiğnemek, yemek yerken konuşmak, kravatında yakasında ketçap ve yemek yağı lekesi ile dolaşmak, sürekli müşteri servisi esnasında cep tel ve mesajları ile haşır neşir olmak...vb.
bu liste o kadar çok uzar ve kompleks bir hal alır ki özetle şunu söylemek gerekir: herkes kendisini tanımalı ve karakterine mizacına göre iş yürütmelidir. Oturup ukalalık yapmanın, iş küçümsemenin veya önemsememenin bir anlamı yoktur... her işin kendisine göre bir kutsallığı ve kuralı vardır ve mağazacılık da kesinlikle saygıyı, dikkati ve özveriyi gerektiren bir iştir. yapamıyorsan kaybetmeyecek, kaybettirmeyeceksin...siktirolup gideceksin.