bunaltan kalabalık, gürültü, az maaşlı iş, çekilmez patrondan kopmak amacıyla, işten istifa edip, yazlar haricinde sessizlik ve huzuru akla getiren bir sahil köyüne taşınmak.
ben yeri bile belirledim. muhtemelen çıralı civarında bir yerlere yerleşirim. gerçi bir de ege köylerine bakarım önce. yine de çıralı yakınları açar beni.
gidip köye yerleşeceğim... bahçeye domates ekip, avluda tavuk besleyeceğim. bir de karabaş köpeğim olacak en tembelinden. belki 3 tekerlekli bir mobilet alırım kendime, zor durumlarda şehre inmek için. akşamları odun ateşinde çayımı içerken cırcır böceklerinin sesiyle uyurum belki.
düşüncesi güzel de uygulamada neredeyse imkansız. sahil kasabasında barınma ve yeme-içme faaliyetleri maalesef ki beleş değil. sahil kasabası deyince öyle zannediyor millet.
Bu fikrinizi 15 gün uygulayın sakıncası yok ancak bir ömür bu şekilde yaşamaya kalkarsanız bilmem nere sahillerinde ilkel şartlarda yaşayan kabilelere döneriz Alim Allah.
lan oğlum ben gittim 6 ay kaldım. gelir gelmez istanbul un toprağını öptüm.
balkona çıkıp araba sesi dinliyorum.
kalabalık caddelere boş boş bakıyorum.
istanbul un sivrisineklerine kendimi sokturuyorum.
sen hiç anadolu sivrileri tarafından sokuldunmu? balon gibi oluyor orası.
caaanım istanbul.
not: bahara her şey değişebilir onu bilemem ama şu an istanbul cennet.