sabahlara kadar dans etmektir.
yorulduğunu hissetmektir doğan güneşle.
sevgiliin kollarında uyumaktır.
birlikte uyanmaktır sabahları.
sevdiğinin müziği dinlemektir.
belkide tertemiz kalan tek kişi olan, anneye sarılıp kendini de onun gibi saf ve temiz hissetmektir.
nefes alamadan,bütün zorluklarla tırmanıp da 5137 metre zirvede anadolunun güzelliklerinin temaşası ve kendini yamaç paraşatünün kollarına bıraktıktan sonra söylenebilen sözdür.
her türlü işi gücü bir kenara bırakıp kitapların arasında kaybolmak, ıssız bir göl kenarında sessizliği dinlemek ve dağda kamp kurarak kusana kadar içmek. insanın içinden gelen, seve seve yerine getirdiği aktiviteler bütünü. özgür olduğunu hatırlamasına yardımcı olan, kumsalda bıraktığı ayak izleri.
herkes için farklı olan aktivitelerdir. yine de sevişmek, aileyle pikniğe gitmek, çocuk sevmek gibileri pek çok kişi için ortak iken, kimilerinin güneş eğik gelirken şapkanın yeterince koruyamaması nedeniyle yanaklar pembeleşirken yalpalayan tekneden balık tutmak gibi detaylı açıklamaları olabilir.
gecenin 2'sinde ** anne kediyi yavrularına yemek getirirken görüp fırtınaya dönen havaya inat sütü boş bir kaba doldurup birkaç sosiside cebe tıkıp sağanak yağmurun altına çıkmak. sütü bir ağacın altına bırakıp sosisleride küçük parçalarla yavrulara verdikten sonra eve giden merdivenleri gol atmışçasına sevinçle çıkmak ve işte buuuu! demek... Herşeyden öte çok mutlu olmak...