karl marks'ın yedek emek ordusu olarak tanımladığı ve kapitalist üretim ilişkilerinin olmazsa olmazıdır. ekonominin bunalıma girdiği dönemlerde burjuvazinin emek giderlerini minimuma indirmesi ile artarak çoğalır. ayrıca günümüz türkiyesi gerçeğidir.
Sağlıkçı olup üstüne bir de sgk borcu dolayısıyla ilaçlarını dahi parayla alamamaktır sağolun demek ki ülke böyle yönetilmeli allah şu an ne yapıyor acaba bu soruyu da kendi şahsıma merak ettiğimi itiraf ettiğimi beyan ederim ayrıyetten.
Temmuz ayı işsizlik rakamları açıklanmış. Sorun şu ki artık buna rakam denmez. 13 rakam değildir! Genç nüfusta işsizlik ise oranı ise 27,1 olmuş. https://www.ntv.com.tr/ek...di,n5Ng-TC71EiCuXqlst1aNQ
Ben başka bir şeye daha değineceğim. En az işsizlik kadar 3 sorunumuz daha var: 1 Ağır şartlarda çalışma 2 ucuz işgücü 3 alan dışı çalışma (ben de 3. Gruptayım)..
zor bir süreç gerçekten. hayatımın en uzun işsizlik sürecini geçirdim. tam 9 ay. psikolojim mahvoldu. saçma sapan iş teklifleri de özgüveni yerle yeksan etti. 2 aya yaklaşıyor yeni işe gireli. inşallah hep böyle devam eder.
Hala işsiz sayısı üzerinden hesaplanan. işsizliği çalışanlar üzerinden hesaplamak lazım. Bu ülkede çalışanların sayısı belli mi? Belli. Çalışması gereken (potansiyel) insanların sayısı da belli. Potansiyel olarak çalışması gerekenden çalışanları çıkar. Al sana en net işsizlik.
işsizlik= çalışma potansiyeli olanlar - çalışanlar
Bu kadar basit. Yok iş arıyormuş/aramıyormuş bunlar hikaye.
iki üniversite bitirdim hala tık yok. Artık polis bekçi PTT Allah ne verdiyse yardırmayı düşünüyorum. Acaba boğaz köprüsünden atlamaya çalışıp bana iş verin diye bağırsam mı. Bir o kaldı çünkü.
En kötü iş bile işsizlikten iyidir. Kesinlikle ben o işi yapmam diye düşünmeyin. Evde oturmaktan kafayı yersiniz sonu intihara kadar gider ki gidiyor da görüyoruz medyada vs. Hedeflerinizden ve hayalinizden vazgeçin demek değil söylemek istediğim, en azından cep harçlığınız için dahi olsa çalışın gururunuz incinmez hiç olmazsa ananızdan babanızdan para isterken.
dünyada kapitalist bir sistemde ekonomi kuran hiçbir ülkede -gelişim seviyesi farketmeksizin- işsizliğin önüne geçilememiştir.
dünyada sosyalist bir sistemde ekonomi kuran hiçbir ülkede -gelişim seviyesi farketmeksizin- işsizlik sorunu olmamıştır.
çünkü işsizlik demek patronların işçileri istediği şartta ve istediği ücrette çalıştırmasının garantisi demektir.
işsizlik demek bir patronun haksız mesai ile çalıştırdığı işçisinin sitemini 'seni işten atsam bir şey kaybetmem, dışarıda binlerce insan var' bastırmak demektir.
küçük çözümler, bencillikler aramayın, düzene karşı koyun.
Küçükken okul olmasın bütün gün evde otururum derdim de okul sonrası baktım yok abi öyle olmuyor. insan bunalıyor, bir halta yaramadığını ve böyle devam edeceğini düşünüp duruyor. Sonrasında da herkes sevmediği işi yapmak zorunda kalıyor.
Hangi başlığa yazacağımı bilmediğimden bu başlığa yazıyorum.
Geçtiğimiz günlerde yapılan yks sonrası mizahı yapılan, ülkemizin kanayan yarası. Bakıyorum, sınavı kötü geçen, ya da bu işten bir mizah malzemesi çıkarmaya çalışan her sayfa burger King, mc Donald's, bim, a101 esprileri yapmaya çalışıyor.
Arkadaşlar siz işin ciddiyetinin farkında mısınız? Kolay sanıyorsunuz herhalde bu iş yerlerine girmeyi. Sanki her başvuranı alıyorlar anasını satayım. Tamam mizahtır gül geç diyeceksiniz haklısınız da, işin vehametini şuradan anlatayım size bilmeyen genç kardeşlerimiz varsa durumun ciddiyetini anlasın.
Yakın bir akrabam ismi lazım değil bir süpermarketler zincirinde şef. Geçenlerde işkur üzerinden ilan açmışlar. 6 kişi alacaklarmış. Başvuran sayısı 700 küsur ve yönetici tayfasından tanıdığı olan 20 küsur kişi var. Bak 6 kişilik kontenjana 700 başvuru diyorum. Yani torpilli olmak da yetmiyor, premium torpil lazım. Üstelik bu öyle 3000 4000 lira maaşı olan bir mühendislik/yöneticilik işi falan değil, o mizahını yaptığınız, sizi asgari ücretle çalıştıracak herhangi bir süpermarketler zincirinin kasiyer/temizlik vs. elemanı ilanı.
Hülasa ekmek aslanın bağırsağında abi, ağzında falan da değil artık.