bu aralar düşündüğüm saçma salak düşünce, herkes okuyor, herkes üniversiteli, ama gelin ki üretim yok. eğitim sistemimizin berbat sonuçlarından biri işte.
turgut özal döneminde sırf populizm uğruna her şehirde bir üniversite kurulmasının ardından hem lisans eğitiminin kalitesi düşmüş hem de lisans mezunu gençlerin sayısı artmıştır.
bunun bir sonucu olarak zaman içinde kalifiye eleman arzı hızla artarken talep, yani lisans mezunu gençlerin yerleştirilebileceği açık pozisyon sayısı aynı kaldığından önce bazı üniversiteler* eğitim kalitesinin daha yüksek olduğu gerekçesiyle ön plana çıkmış daha sonra da yüksek lisans iş bulmak için bir gereklilik haline gelmiştir.
aynı şekilde tezsiz yüksek lisan programlarının yaygınlaşmasıyla birlikte 90'larda lisans eğitiminde yaşanan dejenerasyon bugünlerde de yüksek lisans eğitiminde yaşanmaktadır. buna paralel olarak akademik gelişim konusunda kendini farklılaştırmayı amaçlayan gençler de yüksek lisansa ek olarak yurtdışı üniversitelere yönelmektedir...