Türkiyede 10 kişiden 7sinin içinde bulunduğu geleceğin okumuş işsizleri. Arz'ın talep oranı bir türlü tutmayan güzide ülkemizde değeri çok azalan iş sektöründe büyük önemi olan bölüm. Kpss'ye hazırlanır büyük çoğunluğu.
Yurt dışında oldukca popüler.
Almanya'da açık ara en çok tutulan ve yıllık en fazla mezun veren bölümdür ayrıca. Mezunların her branşta, her sektörde iş bulabilmeleri, butün firmaların, holdinglerin bir managere, yani işletmeciye, ihtiyaç duyduklari için, diğer bölumlere karşın işsizlik orani baya bi düşük olan bölüm.
Maalesef türkiye'de işletme bölümü, gerek üniversiteler, gerek şirektler, gerek ise toplum tarafından, "bitirilmiş" durumunda ve hak ettiği değere ulaşamamışdır.
Nasıl Boğaziçiymiş be kardeşim. Boğaziçinde okuyana kadar git Kudüs ibrani üniversitesinde oku, israilli amcaların sana mutlaka iş bulur. Amerikadaki lobi arkanda olur orta karar bir işte çalışırsin paraya abdurrahman çelebi dersin. Yada git azerbeycanda oku, okulu bitirince azeri hatunla evlen orada bir bankaya girer paşa paşa geçinirsin, hatunun güzelliğide cabası.
işletme Okumak Turkiye Gerçeğidir. Baktığın vakit adam 450 puan almış istediği Hukuk Fakültesi tutmuyor, hemen işletme'ye gidiyor. işletme sözcüğüde Türk Dil Kurumunun uydurduğu en lüzumsuz kelimelerden biridir. işletmek fiilinin isim biçimidir. Anlamı emekle iş yapılacak duruma getirmek demektir. Bunun yerine işletim sözcüğü olabilirdi. Her neyse işletme iki arada bir derede kalmış, hemen herkesin 2 yada 4 yıllık okuduğu, istanbul yada herhangi bir ticaret şehrinde değilsen iş imkanlarının nerdeyse yok olduğu bir bölümdür. "Aman efendim yok ıngilizce okuyanlar şöyle yapabilir yok kaymakamlığa kadar yolu var" diyerek sizi kandıran bazı üniversite kurmayları varsada gerçek öyle değildir. 2000 Kişi'den 10 Tanesi anca kaymakam olur. 1800'ü muhasebeci olur 1000 lira maaşla orada burada muhasebecilik yaparlar. Devlete atanmak için Kpss'den en az 88 almak zorundadırlar o da geçtiğimiz 2 yıldan bu yana olan baraj. Bundan 3 sene sonra 91-92 olur. Uzun lafın kisasi babadan sermayen yoksa ışletmecilik fakir fukara çocuğuna para kazandıran meslek değildir. Ha aç bırakmaz ama tokta yatırmaz. Fakir fukara çocuğuysanız eşşek gibi ders çalışıp yüksek bölümler tutturmaya bakın çünkü işletme zengin çocuğunun bölümüdür. Adam kuru diplomayla babasından kalma lokanta, gece kulübü, eğlence merkezi, bilmem ne başbayiliğinin başına geçer senin benim gibi fukara çocuğuda onun bunun insaflı kolunu bekler. Hele Turkiyedeyseniz hiç işletme okumayın. Ama şu da var lan hangi bölümün kritiği yapilsa onu okumayın diyoruz. La ne okuyacak bu millet? Doktorluk okur cerrah değilsen hiç okuma deriz, hukuk okur hakim olamazsan hiç okuma deriz. Bizde bir çekememezlik huyu mu var bilinmez? Bırakalım isteyen istediği bölümü okusun kimse aç ölecek değil herkeste rahat yaşayacak değil. Kismet sonuçta.
bir insanın yapabileceği en mantıksız eylemlerden biridir. zira katsayı farkının da kalkmasıyla birlikte cok sayıda mezunu vardır. güzel bir üniversitede okunmadıgı taktirde 10 sene sonra elinde yırtık deri bir çantası olan, göbekli ve kel bir adam haline gelirinir.
ingilizcesinin boğaziçi üniversitesi tarafından the department of management olarak kabul edildiği, ama diğer türk üniversitelerinin genellikle the department of business management olarak tercih ettiği bölümdür. benim kişisel görüşüm the the department of managementın daha yoğun kullanılmasından yana. zira buradaki management'ın yönetimsel bir durum olduğu, bizdeki işletme fakültesinin mantığındaki işletme'nin bir management olduğu kabak çiçeği gibi meydandadır. durum böyleyken, sen işin içine business'ı ne bok yemeye eklersin bunu anlamakta zorlanıyorum kapasitem gereği. (zira az kapasiteli olmama rağmen full potential'ime ulaştım ve yıllardır sabitim.) business management olayı bambaşka bir şey aslında. işletme yönetimi ayrı bir bölümken neden bu kadar saçma bir karışıklık olmuş hala anlamış değilim. ne de olsa herkes orta düzey ingilizce biliyor türkiye'de değil mi?
geçenlerde bir arkadaşıma neden dedim "çünkü hiçbir hedefim amacım yoktu, sınav sonucum da bir hukuk etmiyordu, dedim herkes işletme okur, hedefsiz-amaçsız insanların tercihi işletme." dedi. dumur oldum.
muhasebeci olarak görülmektir.
oysa işletmenin muhasebe finansman dışında çeşitli anadalları vardır.
üretim yönetimi ve pazarlama, yönetim organizasyon, insan kaynakları gibi.
bir kere işletme gibi bir bölüm okulda öğrenilmez. okulda öğrenilenlerin çoğunu kullanmazsınız. muhasebe işe yarar gerisi boş klişe laf ama böyle.
okulda kalıp akademisyen olacağım diyorsanız o başka. lakin türkiye'de akademik kariyer yapmak çileli bir yoldur. alese ve yabancı dile kasıp yök bursuyla tez elden yurtdışına gidin asistan olarak sömürülmeyin. hem de kaliteli eğitim alın. türkiye'de bilim mi var?
muhasebe sabittir. özelde de devlette de iş bulursunuz.
devlette a grubunda hemen her sınavda muhasebe finansman sorulur.
diğer anadallar fasa fisodur.
maliye, iktisat, hukuk, muhasebeyi iyi bildin mi yazılı sınavda da da kpss de iyi puan alırsın. lakin mülakatlarda torpil döner. adı referanstır. sap gibi giderseniz ankara'ya gülerler adama çünkü herkes muhakkak bir adam bulmuştur. sınavı çalışarak kazanırsın ama mülakata gelince ona birşey diyemem. ama bakanlıklara girdin mi kariyerli meslektesin uzmansın. okuduğunun hakkı da budur zaten.
özelde de torpil döner.çalışmak için en ideal şehir istanbul'dur. ticaretin kalbi orda çünkü. üniversitenin adı, yabancı dil düzeyi,referanslar, iş tecrübesi iyi bir işe girmede etkendir.
yoksa sınavı kazandım, mülakatı da geçtim iş benimdir demeyin. torpilli biri gelir siz mal mal bakarsınız tecrübeyle sabittir. departmana girmek zordur. okul bittiğinde çoğu işletmeciyi sektör pazarlamacı adayı olarak görür. lakin onlara göre pazarlama denilen şey işletme bölümünde satıştır ve çok da profesyonellik gerektiren iş değildir. ha becerebilene iyi para kazandırır ama 30'unuzdan sonra pert'e çıkarsınız. genç nüfus çok yerinize gençleri tercih ederler. satış risktir, dinamiktir, girişkenlik, dış görünüş gerektirir. kotası vardır tutturamazsanız işten çıkarılırsınız. özel sektör burası unutmayın çok kolay adam harcarlar.
ben muhasebeci olacağım diyorsanız, en iyi muhasebe bürolarında öğrenirsiniz. lakin az para verirler. mali müşavir olmak zordur. alın belgeyi ama büro açmak mantıklı değil adım başı smmm kaynıyor. belgeyi alıp şirkete girin. ya da şirkette mali müşavirlik stajınınızı şirkette mali müşavirin yanında yapın. muhasebe bürosunda adamın iliğini kemiğini sömürürler.
neticede özele girmeyin koşulları vasatın altında devletin maaşları koşulları daha iyidir. özel sektörün garantisi yok. ne oyunlar dönüyor bilemezsiniz. insanlıktan çıkmış bunlar dersiniz.
aldığım diplomayı para kazanmak için hiç kullanamadım.
hep eğitimimle alakasız işlerde çalıştım.
şükür yerimizi bulalı yıllar oldu.
onunda işletme ile zerre ilgisi yok.
nerden okudum. hayır okudum bisi öğrensim mi hayır. hele bide herkesin açık öğretimde işletme seçmesi var deli oluyorum. kısaca işletme okuyacaklara tavsiye 4735284859261648685835 kez düşünün ve birdaha düşünün.
iyi bir üniversitede ingilizce işletme okunuyorsa ve idealse değer. Ama dört işlem yapamayacak asalaklar bile bir triplere girer sanki işletme okuyan herkes aöf gibi.