El yumruğunu yemeyen kendi yumruğunu balyoz sanırmış olayı.
Bir iktiastçı olarak beni tanıdılar siz kaçın demem gereken durumdur aynı zamanda. iktisatçıların çıkış noktası ise pazarlama, finans, maliyet muhasebesi, muhasebe, üretim,
halkla ilişkiler, işletmeye giriş ve şimdi saymakla vakit kaybetmeyeceğim bir çok dersi seçmeli veya zorunlu olarak almaları ve bunun yanında makro, mikro, uluslar arası iktisat, maliye, matematiksel iktisat, ekonometri, tarım iktisatı, çeko, kentsel ekonomi, anayasa hukuku, dünya ekonomisi, ticaret hukuku, medeni hukuk, hukuk'un temel kavramları gibi bazılarından başlı başına bölümler oluşturulmuş anabilim dalları yaratılmış dersleri almalarıdır. Evet bölümü zorlaştıran derslerdir ama müfredatı ve müfredat içeriğini unutmamak gerekir.
sonuçta iktisatçının gireceği işe işletmeci'de girer çeko okuyanda girer ekonometri okuyanda girer. iktisat okumak zordur ve hammallıktan başka birşey değildir. Eğer maliye, hazine merkez bankası gibi kurum ve kuruluşlarda çalışmayı düşünmüyorsanız iktisat yazmak derslerden bezip işletme okusaydım 3 yılda bitirim demeye yol açar.
zorluk sadece sayısal yada sözellemi olur. aslına bakarsanız iktisatıtın aldığı bazı dersleride alıyorlar onlardan farklı bazı dersleride alıyor. böyle bir çemkiriklikte bulunan emeğe saygısız insanlara 4 yılda bir sürü söylem geliştirdim yeri geldi aktarayım.
1. ekonomileri işletmeler yönetir işletme olmadan ekonomik faaliyet olmaz yani biz olmadan siz hiçsiniz.
2. işe başladığımızda bizim çalışma alanımız sizden daha çok
3. puanlar aşağı yukarı aynı * madem kolay dı siz salakmısınızda yazdınız
4. hiç bişey olmazsa evde oturur kocamı yönetirim. bu cevapları okuldaki iktisat hocama söyleyerek mor renge yöneltmişimdir haberiniz olsun. maliyedende takıntısı olanlar varsa onlarada söylemlerim var sağlıcakla.
hayatında simulasyon dersinde kendısınden hayalı bir şirket kurması ıstenıp donem sonunda yaptıgı yatırımlarla devletın verdıgı tahvıl faiz oranı olan %30dan daha fazla kar ettıremedıgı ıcın sırketı batırdıgı gerekcesıyle o dersten kalmamıs ınsan soylemıdır.
fazla kafaya takmamak gerekır.
(bkz: marmara işletme)
işletme bölümü tüm dünyada saygı gören bir bölümdür. ceo'lar, yöneticiler, paydaşlar, girişimciler, muhasebeciler, halkla ilişkiler, bankacılar, satın alma, insan kaynakları, pazarlama... kısacası özel sektör işletme bölümünden sorulur. oysa türkiye'de durum boka sarmış durumdadır. bunun farkında olan herkes işletme bölümünü tercih ettiğinden zamanla çok öğrenci birikmiş, mezunlar zor iş bulur olmuş, dolayısıyla firmalar seçici davranarak pek çok mezunu eleme yöntemine gitmişlerdir. bu kadar çok öğrencisi olunca da ya bu bölüm işe yaramaz gibi aptalca fikirler ortaya çıkmıştır. kimi de dersleri kolay der, oysa tüm iktisat derslerini, istatistik ve matematik derslerini, hukuk derslerini ve en babası muhasebesi derslerini alırlar ki bu dersler özellikle muhasebe oldukça zor derslerdir. kaldı ki mezunlarından kendilerini gerçekten geliştirmiş olanlar çok iyi yerlere gelirler daima. sen okula hiç gitme, alttan bin tane dersin olsun, iki ortalamayla mezun ol, whats your name'den öteye gideme, ondan sonra ben iş buladım ya boşuna okudum de. amcık herif.
efendim şunun altını bir kere daha çiziyorum. bolumleri zorlastiran da kolaylastiran da derslerden ziyade hocalardir. hatta üniversitelerin müfredatlarıdır. yoksa teorik olarak iktisat bölümünün daha zor olduğunu tartışmaya gerek yok.
iktisatçılar diyor ki biz; makro, mikro, uluslar arası iktisat, maliye, matematiksel iktisat, ekonometri, tarım iktisatı, çeko, kentsel ekonomi, anayasa hukuku, dünya ekonomisi, ticaret hukuku, medeni hukuk, hukuk'un temel kavramlarını alıyoruz. işletmeler bunları ya almıyor ya da seçmeli alıyor.
külliyen yalan efendim. safsata hatta.
makro*, mikro*, maliye*, ticaret hukuku*, hukukun temel kavramları* işletmeler içinde zorunlu. diğerleri de seçmelidir. bunun yanında bizim okulda ekonometri de zorunlu hale gelecek işletmeler için. işletmenin birçok dersi de iktisata seçmeli olarak açılır. en azından benim üniversitemde oyle. başta ne demiştik okuyalım; üniversitelerin müfredatları da zorluğu etkiler. ha aferim.
madem konu açıldı işletmenin de baba derslerini yazalım; yatırım proje değerlendirme, maliyet muhasebesi 1 ve 2, mali bütçe ve analiz, işletme finansmanı, finansal yönetim, mali cebir, sayısal yöntemler, envanter 1 ve 2... vs.
6 yıllık okul tecrübemle söylüyorum; iktisatta okul uzatacağıma işletmeyi 3 yılda bitirim yeaa diyorsanız yanılıyorsunuz.* bu bölümler aynı bokun soyu. iktisatı bitiremeyen adam işletmeden de okul uzatır. gereksiz bir sidik yarışına girmenin anlamı yok. anlatılmaya çalışılan şey açık.
ha bu anlatılmaya çalışılırken ''yea'' kalıbının anlamını çözemeyen çakma ayaristlere de ayrıca selam çakıyorum.
yea...
doğruları söyleyen iktisatçıdır. iktisat bir bilimdir, sayısaldır, ekoldür, teoriktir, önemli bir disiplindir. işletme ise iktisatın onlarca yan kolundan biridir ve maliye, iktisat, kamu vs. gibi bölümlerin en kolay derslerinin kombinasyonundan meydana gelir.
"ya aynı işte hepsi, aynı pozisyonlara alıyorlar iibf mezunlarını, hatta işletme daha bile geniş" diyen hayalci çocuklar mezun olduktan sonra müfettişlik, spk, tie gibi yerlere girmeye çalıştıklarında "aynı pozisyon ama 12 iktisatçı, 5 maliyeci, 4 ekonometrici, 2 işletmeci alınıyor" ibaresini gördüklerinde pozisyondan pozisyon beğenmeye başlayacaklardır. kim geniş kim dar o zaman çıkıyor meydana...
