fazlasıyla bizdendir. Ahmet kural bildiğin iç anadolu çocuğu. murat cemcir bizim memleketten giyimi kuşamı psikolojisi herşeyiyle doğu karadeniz insanı. son zamanlarda kahkalar atmama sebep olmuş. ve ciddi ciddi sevap kazanmış insanlardır. Selçuk (soy ismini hatırlamıyorum. ) ve 2. yönetmen osman kim ise onlarıda kutlamak gerekir. Özellikle vedat karakteri bünyemde ciddi yarılmalara sebep oluyor. ve senaryosu kim ise bildiğin zeki adamlar ya la.
Son bölümü olan 40. bölümden sonra dizi içinde çektikleri filmi vermişlerdir. 41. bölümde "şu filmin bitmiş halini izleyeyim" demiştim. Meğerse dizinin içinde bölük pörçük çektikleri şeyleri birleştirip 41. bölümü oluşturmuşlar, hayal kırıklığına uğradım.
arkadaş 40 bölüm izledik güldük de o son ağır oldu be. bu arada espri mi yaptılar ya da dikkatlerinden mi kaçtı bilmiyorum ama mf-4 puanıyla atanan memur yok.
murat cemcir'den güzel bir haber geldi. bir ara film için gideceğiz ama başka ve farklı projelerle geri geleceğiz.
evet lütfen bizi yalnız bırakmayın, bizi abuk subuk dizilerin eline düşürmeyin ne oluuur? *
40. bölümde ahmet'in feride'ye bastırdığı kitabı almaya çalışan adam "evet, sevgilim var... Benim sevgilim var. Evet, ilk..." tripleriyle güldürmüştür.
ahmet bir sürü adamı toplayıp feride için seni seviyorum yazdırıyor, feride de ben gdiyorum ahmet diyor ve basıp gidiyor. o kadar adam birden bire yerde '' yürtü git lan '' yazısını yazı veriyor. ardından müthiş işler güçler tınısı ile
'' yürü git lan, yürü git lan, yürü git lan '' sözleri yankılanıyor. ahmet kural trip pozu ile bakıyor ve yine çakıyor lafını '' diyemedim ya la ''. süper olmuş. *
son dönemde türk televizyon tarihinde yapılmış en iyi durum komedisidir. ilk defa oyuncuların kendi isimleriyle ekstra karakterler yaratmadan ve yapısal olarak rolün %70'i kendi hayat hikayelerinden oluşan harikulade iş'tir işler güçler.
güzel iş yaptınız çocuklar! en azından diğerleri gibi çakma senaryolara yatmayıp bizi samimi bir şekilde güldürebildiniz. emeğinize sağlık.
bu sene iyi kötü takip ettiğim tek diziydi. geçen gün bitireceklerini duyduğumda çok üzüldüm. ama şunu da kabul etmek lazım ki absürd komedi tarzındaki diziler 40 dakikadan fazlasını kaldırmıyor. dizilerin süreleri 40 dakikaya indirilse bu dizi efsane olurdu belki de. ama yine de karakter bolluğuyla, ince esprileriyle, güzel oyunculuklarıyla hayatımıza renk kattılar. ayrıca söylemeden geçemeyeceğim, murat cemcirin tokat muhhabbeti, sadi celil cengizin de çerkezlik muhabbetleri ile beni daha da içine çekti bu dizi. haklarını vermek lazım adamların, on numara iş yaptılar gerçekten.
artık tv kanallarının bu tarz programların potansiyelini görmeleri lazım. aşk, meşk, sevip de kavuşamamalar, kavuşup da barışamamalar, barışıp da iki eliyle br s.kini doğrultamamalar ve bol bol ajitasyonlar içeren diziler yeni nesilin gözünü boyamaya yetmiyor artık. bundan sonra en az tv kadar güçlü bir sosyal medya var. bunu takip edemeyenler, saçma sapan dizilerinin modasının geçmesiyle birlikte dağılıp giderler haberleri olsun. artık genç seyirciler, sandalyeden düşen adamlara gülmeyi bıraktı. birbirine delicesine aşık olduğu halde s.kimsonik sebeplerden dolayı bir türlü buluşamayan sevgililerin ajitasyon yüklü hikayelerinden de bıktı. en taşşaklı filozoflardan daha ağır laflar söyleyen 5 yaşındaki veletlerden; gerçek dışı, uzaydan gelme karakterlerden de bıktılar, bıkacaklar. artık türk dizilerinde bir devrim şart oldu. bunun en güzel ispatı da leyla ile mecnun, behzat ç., işler güçler gibi diziler oldu.
son bölümünde büyük usta ferhan şensoyun varsayalım ismail karakteriyle boy gösterdiği, akil adam olarak suriyeye gideceğini söyleyerek taşı gediğine oturtmuş dizi.
son u görmüş dizidir maalesef. böyle bir dizi türk televizyonlarına bir daha gelmez. ortalamanın çok üzerinde bir iş çıkarmışlardır. ve çok güzel bir final bölümüyle noktalamıştır kendini. aslında son bölümü biraz da herkesi anlatmaktadır. son bölümün mesajı şudur: bugüne kadar kaybeden, bundan sonra da kaybetmeye de mahkumdur. yani ben sen o. emeği geçen herkese bir izleyen olarak teşekkürü bir borç bilirim.
Bazı diziler vardır insanın hayatına işleyen, her düşündüğünüzde ve tekrarına rastladığınızda kah gülüp kah hüzünlendiğiniz. Kaygısızlar ve Bizimliler güldürü sahneleriyle hatırlansa da benim hayatıma etki eden iki dizi oldu, birincisi süper baba, ikincisi işler güçler.
işler güçler bana göre gelmiş geçmiş en iyi özgün dizi. Konusu, muhabbeti, esprileri çok farklı ve her kesime hitap eden bir dizi değil, belirli bir eğitim veya zeka seviyesinin altında olanlarca izlenebilecek bir yapım değil, zira bu nedenle arka sokaklar pis yedili 10 kat daha fazla reyting alıyor.
Dünkü bölümünü gece izledim ve uyuyamadım üzüntüden. Neden böyle bizi üzerek bitirdiler diziyi anlamadım. Bizi neden yaraladın ey senarist? filmleri tutsa mutlu olsalar ne olurdu sanki? sadinin telefon konuşmasında yaşadığım duyguları hiçbir tv sahnesinde yaşamadım ben. psikolojimin içine sıçtınız.
Bari bi kaç bölüm daha ingilizce isim geyiği yapsaydınız, repertuar genişleseydi, onuru biraz daha izleseydik, münire biraz daha kahkaha atabilseydik keşke
ve ahmet kural, bence diğerlerinden çok daha fazla oyuncu kailtesiye ön plana çıktı, olağanüstü doğaldı. senin şerefine ilk lokantaya gittiğimde gaarsssoooooonnn diye bağıracam ulan.
soldierbe big horoscope diyerek son veriyorum sözlerime, hüzünlüyüm sözlük, buruğum...
son 5-6 yılda izlediğim iki diziden biri olup, tıpkı kayıp şehir gibi erkenden final yapmıştır.
bu kadroyu inşallah gelecek sezon başka bir projeyle görürüz. Hani siz diyorsunuz ya. sütünü sümüğünü sikeyim erken dön!
kendileri bitmiştir ve her son gibi hüzünlendirmiştir izleyenlerini.
böyle bir yapımı tv sektörü bir daha görmez, hepimizin başı sağ olsun.
not: ''bitme, devam et.'' diyemedim ya la.
böyle sessiz sedasız bitmesine gönlümün el vermediği dizi.
anlayabilene başından sonuna bir çok konuyu gözüne soka soka işleyerek göstermiş türk dizi tarihinin kanımca en profosyonel dizilerinden biridir ve üzülerek söylüyorum ki final yapmıştır..
Sosyal medyayı ele alan, türk dizi ve sinema sektörünün sikindirik halini göstere göstere, setlerine ve basitliğine kadar göstererek sunan,
bununla yetinmeyip sadi ile zeynepin set aşklarınıda gözler önüne sererek dizi aşklarınıda işlemeyi ihmal etmeyen, rüstem abiyi yok sayıp öldürmeyi planlayarak yeşilçam vefasızlığına parmak ! basmayıda ihmal etmeyen nadir dizilerdendi..
öyle çok konu işlediler ki aslında, kör olmak lazımdı görmemek için. kaliteyi görme konusunda kör olan türk izleyicisi bu güzel diziyi eleştirmekten geri kalmadı tabi..
feride ile ahmet kural'ın ayrılık sahnesinde, ahmetin arkadaşlarından yardım isteyişi bir komedi dizisi için biraz fazla değil mi sizcede?;
ahmet: o benim sadece sevgilim değildi, aynı zamanda doktorumdu oğlum !
her seni seviyorum diyişinde bana kalp masajı yapıyo gibiydi, o beni hayata döndürüyodu,
bişey yapın lan..
hiç bir şey yapamazmısınız ?
Ahmet ile murat cemcirin arkadaşlığı, birbirine içlerini döküşü, murat'ın ahmete anlattıkları bir komedi dizisi için dramın önde gideni değil mi ?;
Ahmet'in dizide oynadığı dönemlerde 4x4 jeep'e binerken, diziden ayrıldıkdan sonra anadol'a binmesi,
bu gün türk medyasında bir çok balon oyuncunun yaşadığı patlama sonrası kazandığı parayla belli bi statüye çıkıp sonra yere çakılmasına açık örnek olmakla beraber dizinin ne kadar realist olduğunun da kanıtı değil mi ?
Ahmet'in feride'ye evlilik teklif etmesi ve feride'nin kabul etmemesi üzerine hayatının en büyük hayal kırıklığını yaşaması;
buna rağmen feride'den vazgeçmemesi, uğruna avusturya'ya gidip başrol oyunculuğundan vazgeçip garson olması aşk'ın en büyük kanıtı değil mi ?
zeynep'in tamda yeni türkiye güzelinin seçildiği dönemde sadi'nin elini tutması, kameralara poz verip dizi aşkı ile reklamını yapması, yenide popüler olabilmek adına didinmesi.. sonra terk etmesi..
ama sadinin aşkının gözüne perde gibi inmesinden bunu görememesi? sadi celil cengizin kpss'yi kazanıp memlekete dönmesi ?
istanbula umutlarınıda alıp gelen bir çok kişinin, yan oyuncuların yaşadığı hayal kırıklığının açık göstergesi değil mi ?
aralarında en mutlu adamın salih abi olması nasıl bir kaderdir dimi ?
hep merak ederiz bu adam bu tiple bu kadını nasıl ayarlamış, nasıl bu hale gelmiş diye?
sağolsunlar onuda gördük..
Dizi yapımcısı şenol ile hakkı'nın dizide işledikleri filmi bitirmek için uğraşları, kaynak yaratmak için mafiaya bulaşmaları,
herşeye rağmen büyük emek harcayarak filimi bitirmelerine rağmen filimin en ufak ilgi görmemesi ve batışları türk film sektörünün klasiklerinden değil mi ?
bitişi bu kadar üzmemiştir hiçbir dizinin. ve eminim önümüzde yokluğu bu kadar hissedilmeyecektir. kendi adıma hayatıma kattığı renk, ettirdiği tebessümler için çok teşekkürler işler güçler.
