işkence gören seksen genci

entry1 galeri0
    ?.
  1. bir anımdır bana anlatılan, paylaşacağım:

    iki arkadaş benim yakın bir arkadaşımın babası birisi. iki dost aynı köyde büyüyüp aynı okula gidiyorlar. kan kardeşliğinin tanımını birdaha vuracak kadar insanın yüzüne, işte o kadar yakınlar. büyüyorlar. seksenlerde aynı üniversiteye, ankaraya gidiyorlar. aynı evde kalıyorlar bir süre. biri ayrılıyor bir süre sonra evden, aynı okuldan nişanlanıp bir anda evlendiği eşiyle. ayrılan arkadaşın eşi sosyalist biri. tabi sosyalizm taslayarak evden ayrılan arkadaşı da safına çekiyor bir dönemden sonra.

    gel zaman git zaman iki arkadaş görüşemiyorlar. sonrasında evden ayrılan arkadaş, eski arkadaşını görüyor okulda. bakıyor ki eski arkadaşı milliyetçi olmuş, vatan diyor başka birşey demiyor. tabi arkadışı üzülüyor onu bıraktığı için, bu hale geldiği için. uzun tartışmalar, gelip gitmeler, bazen yumruklaşmalar. herşeyi deniyor solcu. milliyetçi ise vazgeçmiyor damarından.

    bir süre bu şekilde devam ettikten sonra kabul ediyor durumu solcu. yinede yalnız bırakmıyor birdaha arkadaşını. sonra eylemlere katılmaya başlıyor solcu. polisle çatışmaya, duvarları boyamaya başlıyor. arkadaşı ise milliyetçi kesimle birlikte çeşitli kavgalara giriyor, yaldır yaldır yürüyor sokaklarda, davasına koşuyor.

    sonuç olarak bir gün karşı karşıya geliyor iki grup. kavga, dövüş ortalık savaş alanı. arkadaşlar da orada. asker geliyor müdahaleye, bölgeye yakın jandarma birliği. basıyorlar dayağı, basıyorlar dipçiği, basıyorlar tekmeyi. milliyetçi kesim çok zarar görmeden kaçıyor bölgeden. solcu kesimimn küçük bir kısmı kalıyor orada birkaç kişilik. kaçamadıklarından. bunları alıyorlar içeri. solcuda aralarında.

    haftalarca işkence çekiyorlar. hücrelerde aç, biçare sürünüyorlar. ölü götü gibi pelteleştirip salıyor bunları jandarma. bir iki hafta evinde yatıyor solcu. eşi görüşmeyeceksin diyor arkadaşınla birdaha, birdaha asla. solcu kabul ediyor ama söyleyeceği birkaç şeyi kaldığını söyleyip çıkıyor evden. hararetle gidiyor arkadaşının ocağına. ocakta biliyorlar onu arkadaşı sokmuş içeri birkaç defa. bir solcuyu sokacak kadar saygı duyuyorlar adama.

    gidiyor, giriyor ocaktan içeri, bağırıp çağırıyor, nerede ulan başkanınız, anamızı siktiler içeride nerede onun adamlığı arkadaşlığı, çıksın karşıma erkekse, diyor. niye kaçtı niye beni bıraktı, diyor. ben oradayken sevk-ü sefa yaşadı di mi yavşak, diyor.

    bir adam kalkıyor ayağa, başkan öldü, diyor.

    solcu şok geçiriyor o anda. kardeşliği geliyor aklına. nasıl ölür ulan, diyor içinden. kim kıyar kardeşime, diyor. ağzından sadece nasıl kelimesi çıkıyor.

    adam, sen içeri alınınca dayanamadı, diyor, ocaktan, masasından aldı silahı çıktı jandarma karakolunun önüne. durdurmaya çalıştık ama... beceremedik, diyor. peşinden girrik ama, arkasında yürüdük, diyor. seni istedi komutandan, alamazsam gitmem dedi, diyor. komutan saydı sövdi biraz da dövdü, diyor. dayanamadık müdahale ettik ama kargaşa çıktı, diyor.

    sonra başkan çekti silahını komutana sıktı, diyor adam. komutana sıkınca hepimiz durakaldık, şaşırdık. işte o anda birkaç asker birden ateşledi üzerine. yığıldı yere, ismini sayıkladı giddi, diyor.

    bu olaydan sonra solcu istanbulu terk ediyor. eşiyle kocaeline yerleşiyor. çocuğu ne görüş dalgasını ne de kavgayı dövüşü bilmeden büyüyor. çocuğu arkadaşım oluyor.

    milliyetçi duruşum solcunun hoşuna gidiyor. bana bunu anlatıyor.

    dipnot: özellikle isim vermedim, iki arkadaşa da saygım büyük.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük