işine geldiği zaman ''saygıııı saygıııı bize saygıı duyunnn sizzz çok saygııısızsınııızzz saygııı saygııı'' diye inlerler bu insanlar.
gören der ki; bu insan gerçekten kendi saygılı davranıyor da saygı bekliyor. saygılı davranılmadığı için üzülürsünüz hatta. bu kişilerin inck altına arkadaşlar doluşur ''hiç saygılı değiller bu yazara ühühüh tamam düşünceleri ters ama saygı duyun ühühüh dalga geçmeyin ühühühü barbarlar üühühühüh'' yazar yazar yazarlar. dalga geçenler kınanır kılıçtan geçirilir. nick altına siyah çelenk bırakılır kınama yazıları yayınlanır.
ancaaaak;
eline en ufak bir fırsat geçtimi, bir zemin buldumu, kendi görüşünden olanların fazla olduğunu gördüğü anda o ''ezilmiş, saygı bekleyen saygılı rol yapan insan'' gitmiş yerine ''saygısız, sesi herkesten fazla çıkan etrafa aç bir köpek gibi saldıran saygısız'' gelmiştir.
gülüyoruz çoğu zaman. çünkü insanların öncelerini ve sonralarını biliyoruz.
işlerine gelince ne yazdıklarını, ama gün dönüp biraz yandaş bulunca yahut ona uygun bir zemin bulunca nasıl da çirkinleştiğini görüyoruz.