hiç mi işi gücü yok dediğim, bütün gün dükkanının girişinde soteye çekilip etraftaki kadın, kız, bilumum dişi canlıya bakan kişidir. esnaf grubu içinde yer almakta olup sayıları hatrı sayılır derecede yüksektir.
dükkanın önüne tabureleri atıp oturan, bir yandan da çaylarını yudumlayan, kanımca bu işi* aylaklıktan yapan, gün boyu diğer dükkandakilerle geyik muhabbeti yapan kişilerdir.
bazıları sadece bakmakla kalmayıp laf da atar o olmadı dükkanın içindekilerle hatunu yorumlar.hal böyle olunca da dövülesi insanlar kategorisinde liste başına oynamaktadırlar hatta ve hatta dövmekle yetinmeyip onun karısını-kızını düdüklemek icap eder ki bir daha kötü niyetle bakmasın,söz söylemesindir.
birkaç kişi biraradaysa; kafaları, salise farkı olmaksızın aynı anda, aynı yöne dönen esnaftır. saatlerce prova yaptırılsa böylesi başarılamaz. bu arada, evdeki eşleri, hatun seyrederek çok yorulan kocaları için akşam yemeği pişiriyordur. zavallı kadını bulup, elindeki kepçeyi kaparak, kocasının kafasına indirmek için dayanılmaz bir istek duyulur.
işleri kötü olan ve yapacak daha iyi bir iş bulamayan esnaftır.genellikle kapı önüne bir tabure koyar, elinde ince belli çay olur ve mutlaka yanında birileri vardır.
(bkz: grup tacizi) *
-abuzittin senin işin zor zanaat,
-niye abi?
-güzeli çirkinden, yerlisini yabancısından, hırlısını hırsızından ayır,
-pardon abi,
-boşver bak kız geçiyor, kim bu sen bilirsin?
küçükken mahallenin bakkalı olan radar mahmut' un dükkanının önünden güzel bir kız geçmesini bekler; o, hatunu gözleriyle mahallenin bir ucundan alır diğer ucuna götürürken bizde mahallenin veletleri girip dükkandan çikolata aşırırdık diye düşündüren başlık. aradan onca sene geçti, adam hala mahallede yine aynı. bir adam kontorlu telefonu yere koyar mı eğilen kızları arkadan dikizlemek için.
dükkana girdiklerinde ablam bacım olan bayanların dükkanın önünden geçerken "yavrum" , "şuna bak be" şeklinde abazalığa dönüşmesidir. gün sonunda yaptığı işten bereket arayan adamlardır.