ayrılma süresine göre değişir. eğer ki 9-10 ay çalışıp daha hakettiğinden az maaşla çalışıyorsa doğru şeyi yapmıştır.
dipçik not: yukarıdaki süreç eğer ki mesleğinde iş bulma sorunu yoksa gerçekleşir. yoksa 2 s kural geçerlidir.
yeni civcivleri karşılayan biri olarak, "hiç bir işyeri yoğurdum ekşi demez. Ancak çalışmaya başlayınca kendilerine anlatılanların teoride süper pratikte fıs olduğunu anlar yeni gelen. Bir kısmı cesurdur ve ayrılır". diyebilirim.
zaten ancak yeni mezunun yapabileceği türden bir şeydir.
çalışma yaşamına girmiş, adapte olmuş ve çalışmak zorunda olan birisinin böyle bir lüksü yoktur.
henüz hayatın gerçeklerini anlamamış yeni mezundur. hala öğrenci psikolojisinden kurtulamamıştır. bütün işverenlein heyecanla onu beklediğini sanıyor olabilir.
rakamları düşündüğünüzden çok daha fazla olan kitledir. işsizlik rakamlarına önemli ölçüde katkıları vardır. bunu yaptıkları yetmezmiş gibi bi de işsizlikten şikayet ederler.
ama öte yandan her yere bok gibi açılan özel üniversitelerden dolayı elini sallasan çarpacak üni mezunları nedeniyle değeri azalan yeni mezunlara bir darbeyi de "500 lira maaş veririm" diyen işveren vurur. sonra da verdiği 500 lira için "maaşını veriyorum çalışacaksın tabii" diye çocuğa it çeker, seninki de 1-2 bakar olmayınca "sikerim ızdırabını" deyip işten ayrılır.
burada işverene önemli iş düşüyor, birincisi yeni mezuna it çekmemek, ona iş öğretecek ortam sağlamak, ikincisi de ölücü maaş vermemek. kimse 3-4 milyarla işe başlamaz ama 700, 800 gibi komik rakamlar verip sonra da suyunu çıkarmak insanlığa sığmaz. sen iyi şartları sağla, adam eşek değilse işi öğrenir; ona rağmen gidecem diyorsa zaten odunla dövüp siktir edilir.
Günümüzde çoğu üniversite mezunlarına kendi bölümlerinin dışında iş bölümleri sunulmakta ve malum ki kişi hakettiği değeri görememektedir. Alınan para, bulunduğu konumdan çok işletmelerin çalışanına yanlış yaklaşımlarından dolayı çoğu yeni muzen olarak işe başlayanlar işine sahip çıkmamakta kendini önemsiz görmekte ve işi bırakmaktadırlar.