şöyle ki, geçen hafta vize haftasıydı malumunuz. bendeniz selika yine her zaman ki gibi ders çalışmamanın vermiş olduğu stresle, hastaneye 3 günlük rapor olmaya koştum. aldığım o kutsal belge ile gir(e)mediğim vizelerin tekrarına girebilecektim ama hemen su-i zan etmeyin cidden de hastaydım hani. hafiften sinüzit başlangıcı, bademciklerin şişmesi falan her neyse. aldım sıra fişimi bekliyorum kağıthane hastanesinin kbb polikliniği önünde. yanımda güzel bir bayan. nasıl konuşsam telaşlarındayım falan. derken içeride hasta olup-olmadığını sordum. var dedi. gülümsedi kedi ciğerli. neyse çevirdim kafamı kapının üzerine yüzümde acı çekiyormuş hissi verecek bir mimikle. bakıyorum ekrana. yanımdaki hatunun ismini merak ettim ya ondan hani. bu arada kapının önünde, 55 yaşlarında boy-kilo endeksini katletmiş, şivesiyle karadenizin hırçın bir evladı olduğu anlaşılan beyaz saçlı bir amca telefonla konuşuyor. tabi dediklerinden bir şey anlamıyorum çünkü dikkatimi başka yere yoğunlaştırmıştım. derken işeme testi demesin mi karşıdaki şahsa. tuttu beni bir kahkaha ama inanın en zor kahkahalarımdan biridir. sağım solum hasta, yanımda bir güzel hatun falan amca da iri yarı ve gergin gülersem nanayı yedim. ıkına sıkıla güldüm sallandım sarsıldım derken yanımdaki güzel bayan da farketti neye güldüğümü hafiften o da tebessüm etti.
sonra çağrıldı x bayan içeri. çıkarken muayenehaneden geçmiş olsun dedi bana. ben de sevindirik oldum tabi. işte işeme testi kelimesinin hikayesi bu. belki aranızda daha önceden duymuş olanlar vardır bu kelimeyi ama ben ilk kez duyduğum için çok komik geldi. saygılar efenim.