ben ise gidiyorum da ne oluyo sanki; şimdi sizlere bir iş günümü anlatacağım;
- sabah ise gelinir , araba otoparka bırakılır
- odaya çıkmadan ki artık ben oraya dükkan diyorum, yakın arkadasim olan abinin odasında kahvaltı yapılır ve keyf cayı içilir.
-saat 11 e doğru baska bir ablanın odasına gidilip kahve içilir , dedikodu yapılır, günlük fal bktırılır.
-12 esittir oğle paydosu , doğru yemeğe. artık nasipse dükkan oğleden sonraya kalır.
- saat 13.30-14.00 civarı ise geç kalınıp yemeği hazmetmek için gene birinin odasında kahve içilir gelen birkaç kisinin isi ayaküstü halledilir ve birkaç evrak imzalanır.
- saat 16.00 da kaçısa hazırlanır, 16.30 dada kaçılır . bakmıssın ki dükkanı hiç açmamissin ve devlet sana bosuna para odeyip seni orada tutuyor.
-not: ben gitmek isteyincede yollamıyorlar haa,
genelde doğu illerimizde bulunan kendininde hangi işle meşgul olduğunu bilmediği sadece bankamatikten para alan bir diğer adlarıda mankamatikçi olan insanlardır.
(bkz: mal sahibi)
arada bi okula gidiyorum elime defter kitap almadan!derslerde de rahatça uyuklayabileceğim bir yer seçiyorum. ama bu devlet bana neredeyse babamın emekli maaşı kadar burs veriyor *
işini bilicen işe gitmiycen soranlara da işten geliyorum diyecen sözünün canlı modelidir.
kesin en üst makamlarda dayısı vardır onun.
acaba biz salak mıyız niye akşama dek ağız kokusunu çekiyoruz ki milletin.