dozunda olanı ayarlayamamaktan kaynaklı olandır. hele bir de sabah sabah en ağır parfümleri sıkmıyorlar mı kadın olsun erkek olsun burnumun direği düşüyor. giyin efendi gibi bir tayyör, yap makyajını sür şöyle çiçeksi bir parfüm, hafif bir allık, bir rimel, pastel tonlarda bir ruj. ohh mis gibi. ama yok abartmak türk milletinin ruhunda olan bir şey olduğundan bunun farkında bile olamıyorlar ne yazık ki.
1.5 saatte duş da alınır makyaj da yapılır güzel kombineli bir şekilde giyilir de. Ojeler zaten yatmadan evvel sürülmüştür. Güzel giyince bakımlı olunca kendime ayrı bir güvenim geliyor, alışmışım ayrıca artık eksikmiş gibi geliyor paçoz gibi dışarı çıkınca.
assolist gibi giyinen diyerek yazar biraz mübalağa etmiş, bülent ersoy bir assolisttir ve neler giyer hepimizin malumu. allahım sen koru ya rabbi!
bunun dışında işe giderken, dolaşmaya giderken, komşuya giderken, akrabaya giderken, okula giderken özene bezene hazırlanan kadın, kendisine saygısı olan kadındır. bokunu çıkarmadıkları sürece çok da güzel görünen kadındır. uykusundan, rahatından ferahat ettiği zamanlarda bunu yapabiliyor olması da fazlasıyla saygıya değer bir durumdur.
bunlardan bir tanesinin kocası yahut sevgilisiysen, gelir sana sorar çıkmadan önce "nasıl görünüyorum sevgilim?" diye. kötü bir şey söylememeye özen gösterin. kötü olmuş olsa bile bunu düzgün bir dille izah etmeye çalışın; bir kadının kalbi en çok bu tür durumlarda kırılır ve bir çok ilişki bu gibi basit temelli sorunlardan biter gider. saydığım her şey, kendisine özen gösteren erkek ve o'nun sevgilisi için de geçerlidir.
eli öpülesi kadındır. ben bu kadınları asla anlayamadım. anlayamayacağım da. ne ara kalktın, ne ara duş aldın, ne ara fön çektin, ne ara makyajını yaptın, ne ara giyindin be kadın.