ise gec kalmak insani adim adim duzene sokar aslinda,her gec kalista bir dahaki sefere bunu yapmayacagim der insan, ama gelin gorun ki yasam tarzi cok onemlidir, yakin gecmiste darmadaginik yasayan veya ise gec kalma gibi sorunu olmayan islerde calisanlar, hayati rutinin disinda yasayip hareketli yasamayi ilke edinenler acisindan buyuk bir sorundur.
universitede ikinci ogretim grubunda olup yillarini lay lay lom gecirenler is hayatina baslayinca intibak suresi uzayabiliyor, ise vaktinde gitmek gibi bir kavramin hayata girmesi zor oluyor. boru degil sabahin korunde kalkip bunu hergun duzenli yapmak!
ya da eski calistigi islerde zaman kavrami olmayanlar... bir serbest calisan, muzisyen vb... yeni ve duzenli is hayatinda ise gec kalma mevzusu bas gosteriyor.
tukaridaki durumlarin her ikisine de uyan biriyim, ve yillarca uykunun basima bu denli sorun olabilecegini dusunmedim hic. cunku ben uykuya degil uyku bana esirdi onceleri hep. ne zaman istersem cagirirdim, ne zaman istersem yollardim. geceleri orda burda, arada barlarda sahnelerde, arada para kazanabilecegim rahat islerde(ceviri, el emegi kullanarak bir seyler satma, ozel ders vs) donemlik gecici islerde zaman gecirmistim. ve zamanla dedigim gibi hicbir sorunum olmadi.
gunlerden bir gun duzenli hayat gecis yaptim, bildigin duzenli hayat! ama bana gore duzensiz... kendimi alistiramadim halen, eskiye gore iyiyim, ise arada gec kalsamda ilk zamanlardaki o sikintili donem yavas yavas gecmeye basladi.
zor oldu, eski hayati yasamaya devam etmek, hala yasadigimi anlamak gibi, kopmak imkansiz gibiydi. gece gec saatlere kadar sevdigim seylerle ilgilenmek, bana kalkimasi zor sabahlar getirdi.
mesela bu sabah... gece cok gecte yatmamama ragmen sabak alarmi ertelemekten kalkamadim bir turlu, gozlerimi actigimda saat tam 07.50 idi. calistigim santiye sabah 08.00 da ise basliyordu! laaannnn!!! deyip saate birkac defa daha baktim, ama boyle bir dinclik yok dostum! kalkip iki dakikada nasil hazirlanip ciktigima halen sasmaktayim. ve ise geldigimde herkes calismaktaydi dogal olarak, tahminime gore genel yonetici- buranin en tassakli adami- daha gelmemisti. ama yinede riske girmeyelim dedim, dolanip alakasiz bir departmanin kapisindan giris yapip dogru muhasebeye gittim. amacim birkac uydurmaca soru sorup kendi departmanima oyle gelip, nerdeydin diyene finansta bir isim vardi, onu sormaya gittim demekti!
yaraticilik kattigi kesin gec kalmanin.
neyse ki bu seferde sorun olmadi. gunun birinde...neyse lan, daha olmedik! *
devlet memurluğunda pek sorun yaratmayan hadise. çok zaman kalmam, ama kalırsam da bir sebebi olduğunu bilirler. yada bir gün önceden veya akşamda haber vermişimdir.
1 senedır yasadıgım durumdur. Zamanla sıklenılmıyır bıle patron tarafından ne halı varsa gorsun durum ısım bıtene kadar . Gec kalma sebeplerı 45 dakıka yol evden cıkıs suresı 15 dakıka yasanan son olaylar ( ısyerınde) zamanla bı ısteksızlık baslıyor artık artı olarak son sıkıntılardan sonrada. neyse patronum bunu okur agzma sıcar yanlısım var ıse affet patron. Son nokta bılerek yapılan bırsey degıl amk ya suıstımal falan dıyorlar bıde oda degıl kalka bılsek neden gelmeyelım amk telefonundan baska kım kaldırıyorkı bızı.
öküz gibi jipi yolun ortasına bırakan andaval yüzünden arabayı çıkartamamak ve taksiye verdiğin paranın evlat acısı gibi içine oturmasına seyirci kalmaktır. toplantıya yetişmeye çalışırken topuğunun kırılması, saç baş dağılmış topuksuz topuklu ayakkabıyla toplantıya girince yönetimin ıyyy iğrenç proleterya bakışlarına maruz kalmaktır. işe geç kalmak gün boyu etkisinden kurtulamayacağınız bir koşturmanın, bir kaybediş öyküsüdür.
genelde ramazan aylarında sık sık karşılaşılan durumdur. kolay değil tabi sahura kalk, yat bir daha kalk. patron anlayışlı da allahtan pek sıkıntı olmuyor.
bugün ilk defa okula 20dk geç kaldım, şanssız bedeviyi çölde kutup ayısı misali müdür çocukları konferans salonuna almış, beni de baş tacı olarak çağırttırıyo nöbetçi öğrenciye. zamanında gelirim gelirim bi cacık olmaz, bi gelmedik herkes konferansta.
sürekli yaptığım eylem, biliyorum hiçte hoş olmayan birşey fakat gecenin 03:30a kadar bilgisayar başında çalışıp sabah 10:00 işe nasıl gidilir onu bilmiyorum, evet buna gece hayatıda eklenince yorgunluk, uykusuzluk ve kdv dahil olmak üzere mallıkta ekleniyor.
işyerinde olmanız gereken saatte yatakta gözlerinizi açarsınız. kenarda duran, dünden kalma kot-tişört alelacele giyilir. fermuar kapının önünde çekilir hatta. sonra durağa doğru hızlı adımlar başlar. o adımlar gittikçe hızlanır hızlanır hızlanır ve koşuya dönüşür. hatta önünüzde koşan biri varsa iç güdüsel olarak depara dönüşür.
ofise girer girmez akla ilk gelen yalan ise 'trafiktir.' ve o trafik bahanesi bazen insana 'lan iyi ki istanbulda her gün trafik var.' şükrünü ettirir. evet bu da iç güdüseldir.
iŞE GEÇ KALMAK NEYSE DE, iŞ YERiNE SERViSLE GiDiYORSANIZ VE ARABANIZ YOKSA AYRICA iŞ YERiNiZ ORGANiZE SANAYiLERiN BAZILARI GiBi ŞEHiR DIŞINDAYSA iŞE GiTMEK ZULÜMDEN BAŞKA BiRŞEY DEĞiLDiR.
Ben mesela. Normalde 8.30 da olmam gerekirken sanırım 10 da falan olucam. Karga bokunu yemeden gelen patronmu olur lan bırak hayvan yesin bokunu rahat rahat öyle gelirsin.
