neden erken kalkılmıştır,
erken kalkıp işe gitmeyi kim, neden bulmuştur,
bunlar zorunlu mudur,
babam böyle pasta yapmayı nereden öğrenmiştir,
alp er tunga öldi mu??
çalışmayı bulmuş hadi üretici ruh onu anladık da neden sabahın köründe kargalar kahvaltı yapamazken uyanıp işe gelmek için uğraşılır anlaşılamamaktadır.
neden neden neden diye kalkıyorum ama uyanamıyorum. tren garındaki otobüs terminalindeki çiftler gibi yataktan ayrılıyorum, arabaya bindiğimde işe değilde hiç durmadan yola devam etme hissi oluyor.
bir de hayatı sorgulamayı bırakıyorsun ve sonra akşam eve gidince erkenden uyuyacağım diyorsun ya kendi kendine, işte ben orada bitiyorum...
aslında demek istediğim bazı durumlarda bazı şemsiyeler açılmaz.
iş bulmak kolay değil ama sırf 25 yasında babadan para istememek için su soğukta çalışmakta kolay değil.
sorgulamaya devam beyler.
Gerçekten bu şekilde çalışmak gerekli midir? Bunca araba ve içindeki hayatlar ne iş ulan?. Herkes birbirini sikiyor mu bu şehirde?. Nereye kadar bu koşu gibi sorular şeklinde olur.
Aynısının, okula giderkenki versiyonunu her gün kronik olarak eyleme döküyorum. Ve sonuç koca bir sistem eleştirisi, koca bir sinir bozukluğu. Şimdi bir elimde kokonatımın içinde smoothie, diğer elimde kitabım, maldivlerde olabilirdim diye kurulan hayaller sonucunda kırmızı ışığı farkedemeyip geçerek, bir de ceza yemek.