hiç bir işiniz olmadığı halde herkese çok işiniz varmış gibi göstermek zorundasınızdır. sekiz saat boyunca hiç bir şey yapmadan saçma sapan evrakları kontrol etmek gerçekten takdir gerektiren bir mevzudur.
kendinize vakit ayırabilmenizi sağlar. kimselere çaktırmadan tabi. belki ayda bir kaç gün yapacak bir iş olmaması normal fakat bu durum sürekliyse bir sorun var demektir. ya siz çok şanslısınız, ya da iş vereniniz çok hayırsever. ne olursa olsun, uzun süre bir iş yapmadan iş yerine gidip gelmek sıkar insanı. maaşınızı alırken vicdan azabı bile çektirebilir.
bu durumu insanın kendine bile itiraf etmemesi gerekir. yapacak işiniz yoksa bile eski işleri bozup tekrar yapmaya çalışın. patron sorarsa asla bir şey yapmıyorum, boşum, yapacak işim yok vb şeyler demeyin. ufak bir yalan uydurun patronun zaten öylesine sorduğunu göreceksiniz. Daha doğrusu patron da bir şeyle uğraşmadığınızı bilir ama bunun itiraf edilmesi patrona da bir nevi eleştiri yapmak gibidir. koskoca patron size yapabilecek iş yaratamıyor demektir bunun itiraf edilmesi. yani yapacak işim yok diyerek patronunuza da bir nevi beceriksiz demiş oluyorsunuz. patron beceriksiz sıfatını üstüne almaktansa sizi işten çıkararak sorunu çözmeye çalışır. o sebeple iş yerinde yapacak iş olmadığı halde bişeylerle uğraşmanın her türlü psikolojik, etik alt yapısı hazırdır.
yaratıcılıktan epeyce uzak olmak demektir. iş yerinde yapılacak iş yok diye birşey olamaz. mütamadiyen armut piş ağzıma düş tavrı saçmalıktır. iş vermediler boş boş oturuyorum napayım. saçma. kusura bakmayın da mallıktır/uyuşukluktur açıkçası. kafası birazda olsa çalışabilen bir insan evladı kendine yapacak o kadar çok iş bulur ki..
hiçbirşey bulamazsan klasörlerini düzenle yahu..
haaa görevin sadece telefona bakmaksa. yapacak bişey yok. çalarsa bakarsın, ararlarsa cevap verirsin. o'kadar...
eğer kamu yönetimi okuyorsanız ve sadece dönem içinde az dersiniz olduğu için bir plazanın ofis katında çalışıyorsanız ne mallıktır nede uyuşukluktur. hee klasörlerle politik ve sosyolojik yapı üzerine konuşmayı gerçekten denedim fakat inanın boş durmak daha daha az can sıkıyor.
aslında yapılacak bir çok iş varken bir başkasına bırakıp yapmamak işten kaytarmaktır.
eskiden devlet dairelerinde olan durumdur, bir belge imzalatmak için 8 yere yönlendirirlerdi sizi, 5 dakikalık işi 5 saate çevirirlerdi.
koskoca bir gününüz bir belge için yok olup gider, bir günlük iş ikinci güne uzardı.
tabii daha sonra bu kaytarmalar zarar haline gelip o kurumunda zarar etmesine neden oluyor ve özelleştiriliyor.*
ve işte o anda o ''devlet dairesi'' içindeki tembellik bir aktivite haline dönüşüyor, bağlamasını, kap kacağını alan parkta buluşup çalıp, söyleyip, yeyip, içip bir piknik yapılıyor.*
tembellik kötüdür, pistir, kakadır, uyuşturucu gibi sizi zamanla eritir elinizde ne var ne yoksa alır gider.****
her çalışanın dönem dönem içine düşmek isteyeceği durumdur. yapacak iş her zaman vardır ama yapacak adam yoktur. hiç bir işin kalmadıysa sonraki projeler için makrolar oluştur, bloklar oluştur.
işyerinde yapacak işiniz yoksa sözlüğe takılın ama bir elinizde dosya olsun mutlaka. patron gelirse bir dosyaya bir bilgisayara bakın sanki işle ilgili bir şeyler yazıyormuş gibi olsun.
dershanede çözücek testi olmamak.
okulda dersi dinleyecek vakti olmamak.
iş yerinde yapacak işi olmamak.
insanların yaşı büyüdükçe yapamıyacağı işler de değişir.
devlet memurluğu bir önceki yazarın sorununa çözümdür. her gün iş vardır lakin tam randımanlı çalışmayla 2 saatte biter. kalan zamanda yatarsınız. tabi bu masa başı işler için geçerli. denetim elemanı iseniz çalışma şartları biraz daha ağır olabilir.
velhasıl 2 saat çalışıp geri kalan sürede yatmayı gerektirir.
iş olsa neden bu kadar yoğunuz iş olmayınca ay sıkıldım ayol muhabbetleri dönüyor. Almanyada olsanız ve iş yerinde iş yok sıkıldım deseniz çok net kafa göz bırakmazlar sizde sağlam dayak yersiniz. Köpek gibi çalışıyor adamlar orda bırak boşluğu sebilden bir su alayım desen patrondan gizli gitmen lazım seni illa iş başında görecek tabi öğle yemek molası hariç. Buldunuz bulandırıyorsunuz. Tabi oradaki iş ahlakıyla türkiyedeki arasında uçurumu bırak galaksiler kadar fark var hey yavrum hey.