an itibariyle benim.
dışarıda deli yağmur, içeride hem klima hem kalorifer..
özellikle dışarı çıkıp girince (soğuktan sıcağa), öğlen yediğim yoğurt etkisini gösteriveriyor.
gece 1 - 2 saatlik uyku sonunda ise gidip, 10 saatlik bir mesai zaman dilimini iskence cekerek gecirmeye calisan yazardir.
ne baktigini görür, ne konusulani duyar, ne de okudugunu anlar. bildiginiz zombi modundadir.
meslek gereği sürekli ayakta duran, bir şeyler anlatmak durumunda bulunan 40 çift gözün sizi dinlemesiyle dikkatli olmanız gereken bir meslekte zor. anca teneffüslerde görür toton sandalye. orda da ne kadar olursa.
boş oturmaktan mütevellittir.
günde 3-4 kere şekerleme yapıyorum, odamın kapısı kapalı olduğundan sıkıntı çıkmıyo. uyuyorum diye para veriyolar ya lan!
EŞEK GiBi ÇALIŞIYORDUR.
HASTALARIN ONUNLA KAVGA ETME ARZULARINDAN YORULMUŞTUR
SABAH GELiRKEN KAYGAN ZEMiN YÜZÜNDEN KAZA YAPMIŞTIR, PSiKOLOJiSi DEPRESiFTiR.
özellikle öğle yemeğinden sonra hergün yaşadığım durumdur. Klozetin tepesine tüneyip uyuduğumu biliyorum. Masanın başında iş yapmak yerine sürekli evde olup uyumayı hayal ediyorum. 1 saat kadar sürüyor,sonra geçiyor. Hastalık gibi bişey.
öğle yemeğinin üstüne hemen hemen tüm bünyelerde baş gösteren durumdur. yemin ediyorum yatakta filan gözüm yok müdürün üçlü koltuğa geçeyim, cenin pozisyonu alayım yeter bana.