30.
işyerine göre değişen şeydir.
28.
Mouse ve klavye.
ya ne sandınız kırolar ?
27.
Cep telefonu.
Patron okumuyordur inşallah.
26.
herkesin tuttuğu kendine.
Benim ticaret uğraşmam hasebiyle para.
25.
Astar, kumaş, ip ve dikiş makinası.
23.
işlendi kaşesi bana bakıyor dediğim durum.
22.
tabiki masa, klavye veya fareye daha çok dokunanlar masaya değmeden çalışıyorlar sanırım.
21.
mouse , telefon , klavye üçlüsüyle takılıyorum .
20.
(bkz: göt )
önce patronun götünü yalıyorum, sonra genel müdürün, daha sonra hiyerarşik olarak bütün yöneticilerin götünü yalıyorum. kariyerimi buna borçluyum.
19.
müdürün siniri olur genelde. dokunmak istemezsin ama sürekli elin, kolun çarpar bir şekilde.
17.
Laptop yani klavyesi ve mouse.
16.
şu yazılanları okuyunca yüreğime dokunmuştur en çok.
bir sözlükte hiç mi jinekolog olmaz.
15.
mouse ve klavye uludağ sözlüğe de dokunmuş sayılır mı ki? dedirten durum.
14.
mouse, telefon, hesap makinesi.
13.
sakızdı bir zamanlar evet sigara içilmezdi içeride.
12.
stajyerken sırayla:
mouse, kağıt - kalem * , fotokopi makinemiz * , dosyalar, delgeç, zımba...
*ticaret meslek lisesi mezunuyum. muhasebeciyim.
11.
Kağıtlar, renkli kalemler ve hatunlar. not: tasarımcıyım
10.
sabah fareyi ellemeye başlıyorum. akşam 6'ya kadar.
9.
Öğrenci olup kendi çapımda Organizatörlük yaptığımdan bana her yer iş yeri. En çok dokunduğum şey işe telefon. Mağlum sürekli insanları arayıp fiyat almalar bilgilendirme yapmalar falan filan.
8.
patronun duyguları. yoksa zam alamıyoruz. (bkz: ay sonu )
7.
bilgisayar. not: beyazyaka köleyim.