nasip ve kısmet işidir.
gaza gelmeden başlamak gerekir öncelikle.
yapılacak işin analizi veya istişaresi düzgün yapılmadan girilen işlerde tökezleme daha erken yaşanır.
hazırda olan sermaye kişiye güven verse de, borçla girilen işlerde endişe yaşanması ile birlikte, işe daha fazla sahip çıkmayı ve işe daha sıkı asılmayı da gerektirebilir.
bir fikir meselesi değildir. sermaye ve yönetim meselesidir. çevrenizde kendi işini kuran ve iyi gelir sağlayan nice insana bakın kaçı muazzam kreatif fikirlerle yola çıkmış inceleyiniz.
Aklıma gelen bütün fikirlerin para kazandırmayan şeyler olduğunu biliyorum yoksa her şeyi siktir eder, gözüm kapalı atılırdım herhangi bir fikre. Öyle bir fikir aklıma gelecek mi muamma.
Ticari dünyada bir laf vardır “ dünyanın en büyük amelesi patronlardır “ dedi çok bilmiş, sakalından akan kırmızı kök birasını hissetmeye çalışır iken.
Belkide liseden beri planladığımız bir eylem. Ya olmazsa ya para dönmezse ya iş yapamazsakları bir kenara bıraktım artık. Olması için çalışıp olmaması durumunda daha da çok çalışmak lazım.
Kendi işinin sahibi olmak elbette kulağa hoş gelebiliyor ama müthiş bir ekonomi bilgisi ve insan psikolojisi bilmeyi gerektiriyor, bazı girisimcilerde satış yeteneği Allah vergisidir bazılarının ise çok sıkı çalışma göstermesi gerekir. Bunu hem teorik hem de pratik olarak ileri seviyeye götürürse muhakkak başarılı olacaktır.
herkesin harcı değildir..
dışı sizi içi beni durumunun en bariz örneğidir..
yaşam boyu mücadeleye hazırsanız girişin..
çünkü artık duracak bir anınız bile olmayacaktır..
gelen paradan memnun olma lüksünüz olmayacaktır..
hep daha fazlası için durmadan çalışacaksanız..
her milletin farklı özelliği mutlaka vardır. amerikalılar reklamda çok başarılıdır. almanlar mekanikte, uzak doğulular soyut düşünmede aşmışlardır ve bu sebeple elektronikte gelişime daha yatkındırlar. ingilizler ise girişimcilerdir. işte bu noktadan sonra ingilizlerde iş kurma başlar. bu bir kültürdür. devlet, sosyal kurumlar seni girişimci olmaya iter. fikrini ekonomiye kazandırmaya iter. sonrasında sana teknik destek verir. bu teknik destek genelde finans olarak anlaşılsada aslında organizasyonu kurma, sistemi oturtma gibi yönetimsel olur.
şimdi gelelim türkiyeye. bu kadar genç nesilin olduğu yerde ekonomi tamamen inşaat sektörünün sırtında ilerlerken gençleri girişimciliğe itmek herkesin faydasınadır. peki öylemi oluyor? hayır.
yani türkiyede iş kurmak kolay değildir. bildiğiniz bir işte, iş hazırsa, işi kurabilirsiniz. yoksa bizler gibi yurtdışına kaçar işinizi kurarsınız.
türkiyede iş kurmanın zorlukları ile alakadar kendimden örnek vereyim. her türkiyeye gelişimizde karşımıza gss denilen sağlık sigortası sıkıntısını çıkarıyorlar. diyorumki benim şirketim var. orada işlerim var. sgk kabul etmiyor. aynı anda hem dışarıda hem içeride sigorta olmaz diyor. olsun diyorum. cebimden ödeyeceğim. yok olmaz...diğer mesele ise burada bir şirkette maaşlı çalışırsam ailem sağlık hizmetlerinden faydalanabilir deniyor.
peki türkiyede şirket kurmak istersem bu seferde yabancılar şubesi yabancı uyruklu hanımıma ikametgah vizesi vermiyor. senin adresin yurtdışı diyor ve olmaz diyor. açıkçası tek çare kendimi türkiyede bir işte maaşlı göstermek. yani sizlerin anlayacağı maaşlı bir işe gir ve iş kurma gibi, girişimcilik gibi hayallerle uğraşma deniyor.
biz %99 türk genci maaşlı bir işe giriyor, boşver diyor piyasada çalışıyoruz. bizim gibilerde dışarıda çalışıyor, akrabaları üzerinden türkiyeye genelde inşaat sektörüne yatırım yapıyor ve kolay yolla para kazanarak türkiyede turist gibi yaşıyor.
sen devlet olarak, türk gencine destek olsan, yolunu açsan, 3-5 genç biraraya gelerek bir fikir etrafında yapılanmaya gitse, o fikire yatırım yapılsa neler olur?
hayatın bir döneminde ideal sahibi her insanın en az bir kez denemesi gereken eylemdir.
güzeldir, farklı heyecanları ve kısa alanda zor hamleleri görüp hayatı daha iyi yorumlayabilme yetisini katar insana.
zor olanı başarmanın hazzını iliklere kadar yaşatır, canlı tutar, farkındalık yaratabilme olanağı sunar.
altyapı, iş kolu, sektör, donanım ve bağlantılar sağlam oluşturulduğu takdirde başarıya ulaşmak çok zor değildir.
tek olarak ya da birkaç kişiyle bu fikir oluşturulabilir. aslolan işi ayakta tutmak, işin devamını getirmek ve güzel bir duyguyu hissetmek olduğundan yola çıkılan kişiler varsa dikkatli olmakta fayda vardır. nihayetinde bu bir iştir ve her aşamasında güven önemlidir.
zor olan kurulum aşamasından sonra işler şayet "tıkırında gidiyorsa" tadından yenmeyecek bir dönem başlar:
başarma duygusu!
kendi farkındalığıyla insan güzel hisseder, hem maddi hem manevi ferah bir dönem başlar.
olmuyorsa da denenmiş ama olmamış bir eylem olarak tadında bırakmak faydalıdır. 50 yaşına kadar iş kurmaya çalışmanın lüzumu yoktur. * daha güzel bir fırsat oluşuncaya kadar hayata karşı daha tecrübeli ve sağlam durmak nihayetinde güzel bir olgudur.
korkmadan, doğru kişi/kişilerle, uygun zamanda ve alanda denenmesi şiddetle tavsiye olunur.
zor iş.
sermaye, çevre faktörü, bilgi... bunlar çok önemli. bugün büfe devir alsan bile zorlanıyorsun. ticaret zorlaştı mirim. en temizi ya memur olacaksın ya da pezevenk. başka türlü ekmek yok.
hiç bir şey bilmene gerek yok en önemli şey kuşkusuz şans,
50 tane yer açılır ana cadde üzerinde tutmaz, ara sokakta cafe açarsın full çekersin, şansına ilk zamanlarda gelen müşterilerin memnun kalmıştır çevresi geniştir, olay gelişir.
çok kapsamlı bir iştir, önce sistem kurulmalı, vizyon ve misyon belirlenmelidir ve asla ama asla tek bir kişiye bağlı olmaması gereken bir iş olmalıdır, kimse olmasada ceketinizi çıkartıp işin başına geçip işi kendinizde işi yapabilmelisinizdir.