iyi para kazanabilirsiniz belki ama zaman zaman aptal, saçma sapan konular yüzünden atar yersiniz. sadece müdürünüzün egosu rahatlar, başka bir şeye sinirlenir size patlar. normal hayatta o atarı yediğinizde yapacağınız şey çok nettir ama iş hayatında yapamazsınız.
işte o zaman dünyayı yakasınız gelir, çalışmanın ne kadar boktan bir şey olduğunu anlarınız ancak hayatınızı devam ettirebilmek için o rezil şey olan paraya ihtiyaç duyarsınız.
Paraya alışmak o kadar kötü bir şey ki. düşünün, öğrenciyken 100 lira yetiyordu sonra işe girdiniz 500 lira yetmemeye başladı sonra 1000 lira kazandınız o da yetmemeye başladı. Sonu yok bunun halbuki 2 sene önce 100 liraya geçiniyordun. Şimdi elinden 1000 lira alınsa nefessiz kalmış gibi hissedeceksin kendini.
bazen böyle çekip gidesin gelir. hele birde evliysen çocukların varsa gitmek imkansızdır, bekarsanız daha rahat olur bu gidiş. Gel gör ki bir sürü borcun vardır bu yüzden çıkamazsın işten.
iyisi mi borçlu olmamak, mümkün mertebe gelirinden fazla harcamamak, diğer bir deyişle kapitalizme yenilmemek aslında insanı özgür kılar.
Kişinin mutluluğu üzerinde direkt rol oynamayan gerçektir. Sorumlulukların artışı, buna bağlı olarak stresin de artışıdır. Ancak tüm bu artışlar gelir seviyesinin de artışını beraberinde getirir. Yine de pek sevinmeye gerek yok, zira artan gelir seviyesi, gider seviyesinin de artışını tetikler. Kişinin mutluluğu bana göre iş hayatının ne kadar boktan olduğuna değil, çalışmadığı zamanların ne kadar güzel geçtiğiyle daha ilintilidir.
Palyaçoluk yaparsın. Gider 2 saat bir çocuğun doğum gününde çocuğu eğlendirirsin. Yaşını sorarsın 8 der. 1 saat sonra evine dönerken ayakkabı boyayan bir çocuk yanaşır yanına. Sohbet edersin. Talihe bak ki onunda yaşı 8. iş hayatının değil hayatın adaletsizliği bu.
içinde bulunduğumuz iş hayatı durumudur. hemen hemen her alanda aynı durum söz konusudur. neden böyle dersek: bu dünya bize bu haliyle miras kaldı. seçmediğimiz şartlar içerisinde yine seçemediğimiz başka şartlar oluşturuyoruz. dünyayı değiştirmek istemeyen o kadar çok insan var ki. önce onları ikna etmeli!
sorma ya hele bir de kariyerin durduğu plato dönemi yok mu. bu dönemde bi seyler yapmaya kalkar, dinamikleri tekrar harekete geçirmek istersin ama hiç bi b.k elde edemezsin. hatta örgüt kıçıyla güler bu durumuna.
kimseye eyvallah etmemek en iyisidir. hayatta bazı şeyler paradan puldan daha onemlidir. eğer bu kafada biriyseniz iş hayatınız bi nebze daha duzgun geçer.
işi de askerliği de insanlar zorlaştırıyor. iş hayatı eğer çok sevmediğin ağır bir iş değilse kötü değil. Mecburen para kazanmak zorundayız.
Her iş yerinde mutlaka bir kaç tane yalaka oluyor. Bir kaç tane dedikoducu. Bir kaç tane hiç çalışmayan tüm işlerini başkalarına yıkan.
Her bayram da vs izin alıp gidebilenler.
Sürekli sorun çıkaranlar.
Kişisel meselesini iş hayatına ise karistiranlar.
insan bazen geri geri gidiyor sabahları işe . O kadar gitmek istemiyor.