terör, özgürlük çığırtkanlığı ya da laiklik bekçiliği kadar popüler ya da sansasyonel bir mevzu olmasa da, mevcut hükümetin önünde duran apaçık rezillik ile ilgili gerçekliktir. olmayan iş güvenliği ile ilgili inkar edilen ihmallerin faturası kime çıkarılmaya çalışılırsa çalışılsın, paranın tek tanrı olduğu özel işletmelerin başlarındaki heriflerin lanetlenmesiyle asıl sorumlunun kim olduğu konusunda kişilere herhangi bir şaibe dayatılamamaktadır. şehit ilan edilemeyecek, belirli kesimler tarafından hashtag yapılamayacak ve birilerinin çıkıp hunharca 'katil devlet!' diye bağıramayacağı kadar sıradan ve gariban insanların çalışırken ölmesi, ölmese de yaralanması, yaralanmasa da sürekli ölüm korkusuyla yaşayıp gitmesi, hiçbir bahanenin, hiçbir dış mihrakın ve hiçbir rejim tehdidinin üzerine yıkılamayacak kadar trajik bir durumdur. vicdanların hit alan trendlere göre yükselip alçaldığı zamanlarda, işverenlerin olmayan insani duyarlılığına emanet edilen canların varlığı söz konusuyken, dünyanın en büyük havalimanlarının, akıl almaz ulaşım sistemlerinin, metrobüse binmeye yanaşmadığı için araba kredisi yüzünden aşırı mutsuz olan insanların 'çok fakir' dertlerinin, tavuk döner yedirdiği için aşağılanan sevgililerin varlığının hiçbir önemi kalmamaktadır. hayatı boyunca ak parti'ye zerre kadar tereddüt etmeden oy basmış ve bundan sonra da uzun yıllar basacak olan kişilerin, sıradan insanların hayatlarıyla oynanmasına tepki göstermelerinin ülkemizdeki siyasi gelenekte pek tecrübe edilmiş olmasa da gayet önemli olması ise bir başka başlığın konusudur.
