benim zamanımda bizim ortaokul diğer ortaokullardan biraz farklıydı. düz ortaokul olmasına rağmen kocaman bir iş teknik bölümü vardı. kaynak yapılır, demirden saçdan birşeyler yapılırdı. kitaplar için cilt falan yapılan bölümleri vardı. pis işler diye ve ailem evde halı dokuduğundan ben de halıcılık'a kaydoldum. iki kız birde ben. üç kişi iyiydik. haftada 4 saat orda yatardık. sonunda halı bitti. okul yönetimi yeni malzeme almayınca kızlar için olan ev eğitimine verdiler bizi. öğretmen "hangi bölüme gitmek istersin" diye bana sordu. ben nasılsa bana birşey yaptırtmazlar, kızlar arasında geçinip giderim deyip isteyerek gittim. hepsi kız tek erkek benim. dantel yapmayı, patik dikmeyi, nakış yapmayı öğrendim. ikibuçuk senem orda geçti. kazak, dantel falan örebiliyordum.
kışın bir ara hanım kendine patik örüyor. kaç gündür oyalanıp duruyordu. canım sıkılmış boş anımda ördüm bitirdim. hayret etti. annem falan mı geldi diye araştırdı. örebildiğimi anlayınca anlattım artık. kazak örelim diye tutturdu. la git başımdan dedim artıkın. arasıra yemeği de ben yapıyorum. iyice herşeye bulaştıracak.
yıllar geçse de üstünden bu kalp seni unutur mu travmasıdır.
o hikayedeki mal benim...
itiraf ediyorum sözlük. ortaokulda haftada 3 saat görmek zorunda olduğumuz şu lanet ders...
istisnasız tüm sınıf etamin işlemişti güllü dallı. ben de yapmak zorundaydım tabii not almak için. neyse ki çabuk atlattık o günleri derken gece gece aklıma düştü! demek ki tam olarak atlatamamışım. biliçaltıma sıçmışım resmen!