sermaye olmadan kurulacak tek işin ''işlek bir yerde pilav-ayran satmak olduğu'' düşünülürse, gerçekleştirmesinin gayet zor olduğu anlaşılacak olan hayaldir..
işlemleri ne kadar bir haftada halledilse de sorun kurulmasında değil devam ettirilmesinde.
Nereden bakarsanız bakın istanbul'da iyi bir ofisin kirası en düşük 600-700 liradan başlıyor. Stopajıyla beraber 1000 lirayı gözden çıkarın. Ortalama bir muhasebeci 150 lira alıyor. Elektrik su gibi giderler için de bir 250 lira ayırın.
Yapacağınız işe bağlı olarak en aşağı bir sekreteriniz olsun onun sigortası maaşı yemeği yolu derken en kötü 1000 lirayı da çıkarın. Bu arada sizin Bağ-kur priminizi da unutmayın. Yamulmuyorsam 500 lira civarında.
Yine yapacağınız işe bağlı olarak; kırtasiye,fatura basma ıvır zıvır harcamaları 250 lira ayırın.
Toplam rakam daha şimdiden 3 lira oldu. Daha peşin vergileri, fatura kestiniz mi yazılan KDV'yi, reklam harcamalarını, lojistiği, halkla ilişkileri, telefon, Internet, vadesi geçtiği halde ödeme yapmayan müşterilerin sebep olduğu pasif zararları (siz kestiğiniz faturanın vergisini ödüyorsunuz çünkü), eldeki stokları, süresi geçen ürünleri vb. söylemedik bile.
Limited şirketseniz aylık bir beş altı lira sabit masrafı gözden çıkarın. Home office veya şahıs şirketi çok da karlı ve müşteri nezdinde prestijli kabul edilen türler değil.
Ayrıca başınıza bela olan (limited) bir şirketi bir haftada kapatamıyorsunuz. Bir yıl gibi süreler söz konusu, bu arada çalıştırmadığınız halde vergi ödüyorsunuz falan.
Kıçınız pek, beziniz kuru değilse heyecanlanıp kalkışmayın.
Eleştirilerin muhasebeciye gidin bir haftada hayatınız değişsin tarzı renkli boş hayallerle gaz vermeye çalışanları hedeflediği başlık.
Türkiye'de son zamanlarda en zor şeylerden biridir şirket sahibi olup iş yapmak. Vergi yükü kaç biliyor musun? %50. Adam daha tahsil etmediğin ödemenin vergisini kat be kat alıyor, sene sonunda da şu bu diyerek iadeyi kuşa döndürüyor, sen hala muhasebeci diyorsun.
korkacak hicbir sey yoktur, ama once cevre kuracaksin, ne pazarliyacagini iyi bileceksin o is kolunda en az bir yil baskasinin yaninda calisacak tecrube ve piyasa edineceksin, isinin patronu degil calisani olacaksin,
batmakdan korkmayacaksin, dustugun yerden kalkacak yeniden devam edeceksin, yilmayacaksin
ben uc kez batdim dort kez kalkindim en onemli sermayem ise insan iliskilerim para degil iliski kazanmak kurmak onemlidir.
bildiğim bir sektörde 8 yıllık tecrübeme binaen 2011 yılı başında gerçekleştirdiğim eylemdir. insanın limitlerini zorlayandır. kolay görünse de, kulağa hoş gelse de iki kere düşünülmesi gerekir. maddi sıkıntıya düşmemek için planlamanın doğru yapılması gerekir.
onun adı şirket olamaz.. günümüzde, iyi denecek bir şirketin sadece pazarlama müdürünün kendi departmanı için çıkarttığı masraf yıllık 150,0000 tl olduğunu düşünürsek... 5 milyon tl den aşağı çıkılamaz iştir. klavye delikanlısının şirketi de kendi kadar ayaktadır.
her mühendisin başlıca hayali. kimsenin boyundurluğu altında çalışmak istemeyen, seçmeli derslerini hep yönetim ile ilgili alanlardan seçmiş olan bir mühendisin "hep yöneticilik üstüne eğitim aldık, şimdi gidip de başkası bana 'şunu yap, bunu yap' derse yapamam ben" diye düşündüğü ve bunun için de söylediği söz.*
gelir gider dengesini kurup, müşteri portföyü oluşturulduğu taktirde ilk sene olmasa bile 2.ci seneden sonra rahat rahat önünü görme potansiyeline sahip olunacak durumdur.