küçük bi çocuğun döner yapan bi bakkaldan döner almak istemesiyle başlar. **
çocuk= amca annem döner istiyo.
bakkal= tamam anana şöyle güzel bi döner yapıyım da yesin. *
ben ve o günden sonra görüşmediğim arkadaşım arasında yaşanan facia anları:
b: ben
a: iğrenç arkadaş
b: la olum ingilizce kursuna yazışmışın nasıl gidiyor?
a: he ya. yabancı hocalar geliyor derse hep. çok güzel lan. parası da iyi.
b: kaçıncı kurdan başladın?
a: 1'den. ama ilk günden yabancı hocayı mal ettim gramer. ingilizce bilmiyom sandı herkes mal oldu cevabımı duyunca.
b: ne dedin ki lan?
a: bana "where are you from" dedi
b: eee?
a: ben de "name mother" dedim.
b: mal mısın olum sen o ne?
a: name ve mother lan işte. ad ve ana. adana yani.
b: allah senin belanı versin hayvanın evladı. aha bak numaranı da siliyom gözünün önünde. arama beni bir daha itin çocuğu. tiksindim senden.
'tatlı tatlı yemenin,
acı acı sıçması olur evlat.' 97 kiloya sahip göbeğini koltuk kenarı yada sehpa niyetine de kullanabilen birinin tutup da bunu söylemesi, gerçekten bi garip !
tramvayda arkamda oturan iki ergen pazar sevişgeni arasında geçen diyalogtur. yaşları gereği her şeyi belden aşağı muhabbete çeviren bu iki ergen bütün yolcuğumu alt üst etmiştir.
e- aşkım, eve gidince bana salep yap da içeyim.
k- sende otomatik makinesi var ya aşkım sen yap da ben içeyim (oynaşarak)
(vay hamamasukoyum ne biçim bi muhabbet la buöehh)
e- hahaha hani sen salep sevmezdin?
k- önemli değil aşkım biraz daha çalkalarız ayran olur.
zeytinden nefret eden kız: ıyyyy zeytin mi iğenç. onu görünce bayılıyorum ben.
a.k.: bayılıyomusun? ooo o kadar seviyomusun ya zeytini. baksana bayılırım diyo.
-Çocuklar dünya üzerinde öldürülemeyecek adam yoktur. Dünyanın en iyi korunan adamı ; ABD başkanı Kennedy bile öldürüldü
-Hocam demekki en iyi korunan adamı değilmiş (H)
-Evladım...Numaran kaçtı senin?
-!?