moruk,, hep merak ederdim içtiğim akşamların hemen ertesi günü klavye başına oturduğum zaman neden bu kadar üretken oluyorum diye.
daha önce çok yaşadım.
hafta içi içip ertesi sabah bok gibi kalkmama rağmen klavye başına geçtiğimde inanılmaz verimli oluyordum ve sebebini merak ediyordum açıkçası.
sonra öğrendim ki alkol alındığında beyin sol lobdan sağ loba geçiyormuş.
sol lob öğrenebilir bir mekanizma moruk. robot gibi; ne verirsen onu alan ama düz statiklerle çalışan bir esir.
sağ lob ise yaratıcılık barındıran ama öğrenmeyi reddedip kendi bildiğini okuyan bir özgür ruh. sadece sağ ile yaşanması da imkansız hani; şimdi söylediğini bir saat sonra unutabilecek kadar umursamaz çünkü. diğeriyle yaşamak mümkün, hatta bir sürü yaşayan da var. tabi buna yaşamak denirse. yaratıcılıktan yoksun bir yaşam.
sığ moruk.
içerek ya da içmeden; büyük ressamlar, yazarlar, sanatçılar çoğu zamanlarını sağ lobda geçirmiş, hayattan inanılmaz keyif almışlar. çoğunun özel hayatında başarısız olmasının sebebi de bu ama. sanatsal ruh hareket ederken, dünyasal yaşamı düzenleyen sol lobdan kendini yoksun bırakmakta buna yol açıyor işte.
iki ucu boklu değnek dediğini duyar gibiyim mayk. ama böyle.
ikisinin ayarını çok dengeli becerenler, adı üstünde becermenin verdiği haz ile hayat sınavında başarılı olan modeller.
sağı çok kullananlar, ruhların gittiği maçlarda trübünlere oynayan futbolcu misali, kendi dünyalarındalar.
solu çok kullananlar ise mekanik bir hayat ve robotsal bir yaşam. tam bir avm insanı.
şimdi nerden aklıma geldi bilmiyorum ama hani 80 lerde mahallede yürürken bir grup yolunu çevirip sağcı mısın solcu musun diye sorarmış ya. adam da götü kurtarmak için yok abi ben ortacıyım dermiş. aynen öyle işte moruk, bu lob olayında da ortacı olmak gerekiyor. anladın sen onu.