aslında bu konunun özünü etki-tepki çerçevesindeki insan psikolojisinin yansımalarında aramak lazım. ülkemiz insanında nereliliğe takıklık var zaten. ilk tanışmada bile bir nerelilikten yola çıkarak diyalog kurma süreci yaşanır daha sonra anılar, yaşanmışlıklar devreye sokulur ve kendince bir memleket versusuna dek uzanır konu.bu basit versus dahi ülke içindeki memleketciliğin bizim için önemine güzel bi örnek teşkil etmektedir. konunun asıl ilgiye namzet tarafına gidersek,etnisite(etnik köken) üzerinden değerlersek mevzuyu ben kendi adıma türkiye'de yaşayan herkes türk'tür söylemine takılmam mesela. bir üst kimlik olarak herkes türk'tür. bazısı arap kökenlidir veya ermenidir odur budur şudur. yani bir insanın arap kökenli türk vatandaşıyım demesi belki terminoloji anlamında daha doğru bi yaklaşım olur yani turnayı gözünden vurmak olur, ama arap kökenli türk'sün sende de bir şey göremiyorum.(güzel abim arap'ım ıda aslında bir nebze kendini ifade etme ve ayrıştırma dürtüsünün yarattığı psikolojiyle yani entrymin başında dile getirdiğim etki-tepki'den bağımsız ele almamak lazım) zaten etnik köken üzerinden bir tanımlamanın ve üstünlük bildirisinin kişiye hiçbir şey katmayacağını düşünüyorum. bir türk dünyaya bedel mantığı gibi ilkel ve gerçekçi olmayan yaklaşımların ışığında hareket etmek bence asıl yozlaşma. şimdi biz de bi örnek verelim:sen koyu milliyetçiyim diyorsun ve yaşadığın yer de her bir haltı değeri satmaktan başka bir şey yapmıyorsun üstelik tembelsin de. geliyo senin ülkene bi dünya vatandaşı senin ülkeni senden daha yaşanılır hale getiriyor. güzelleştiriyor, çevreyi koruyor, üretim sürecine giriyor. ee sen şimdi milliyetciyim diyordun fakat bizim adlandırdığımız hor gördüğümüz şekilde yaftalayalım elin ingilizi senin ülkeni senden çok önemsedi.aaaa demek ki bu işte kuru milliyetçilik laf üzerinden kuru etnik kimlik vs değil bi bilinç seviyesi ve kültür aranmalı.yani aslında içselleştirilmiş faşizm başlığı doğru yaklaşımlar içermekle beraber mevzunun ayrımcılığına hatta şövenizmine de hizmet ediyor. bunun sebebi de mevzunun etki-tepki yani psikolojik alt metninin kaçırılmış olması. şunun altını koyu kalemle çizmek lazım. bu devirde saf ırkın olmadığını dikkate alırsak etnik köken üzerinden veya içinde bulunulan ırktan yola çıkarak nasıl bir gövde gösterisi yapmaya cüret edilir? bunun yarattığı sanılan farkla(yanılsamayla) insanlar birbirlerine nasıl savaş açarlar? önce bunlara cevap vermek lazım.
insan ilişkilerinde kendi adıma ne türklükten ne etnik kimlikten falan yola çıkarak diyalog kurmam bence çok da gerekli değildir bunları dillendirmek.
