içki satanların esnaf olarak adlandırılması

    .
  1. .
  2. gayet olağan bir durum.sonuçta amaç para kazanmak ise araç önemli değildir.
    en azından laik ülkelerde geçerlidir bu.ama ülkesi laik bazı vatandaşları yobaz ve örümcek kafalı olan ülkelerde yadırganabilir.

    sonuçta serbest piyasa ekonomisinde herkes işini yapacaktır..yobaz köpekler havlamaya devam edecektir.
    4 ...
  3. .
  4. .
  5. .
  6. sayesinde faydalı cemaatlere maddi, manevi yardımlarda bulunanlara esnaf denildiğini öğrendiğim yazı. halbuki ben enayi denildiğini sanıyordum. *
    3 ...
  7. .
  8. 3.
  9. 'yav kardeşim isteyen alkol tüketir istemeyen tüketmez körpesi, küçüğü, şusu, busu yok bu işin. zaten bu ülkede özgürlük olduğu için içki satan esnaflar var. eğer sen kişinin alkol kullanımına karışıyorsan, kişi özgürlüğü adı altında bilgi eksikliği yaşıyorsun derim.'gibisinden cümleler kurulası başlık.
    1 ...
  10. 8.
  11. tekel büfelerini işletenlerin esnaf olması durumu. bunu çekemeyenler için geliyor:

    (bkz: hassiktir oradan ibne)
    1 ...
  12. 2.
  13. maliyeye ve vergi dairesine göre esnaf. sen ve senin inandığın zavazingo ne dese boş, kısacası s.kte değilsiniz yani!
    2 ...
  14. 4.
  15. esnaf

    a. 1. Küçük sermaye ve zanaat sahibi: "Kendileri balıkçı olmayıp da balık satan esnafı da severim." -S. F. Abasıyanık. 2. mec. Başlıca düşüncesi, mesleğinin bütün inceliklerinden yararlanıp bunları karşısındakinin zararına kullanarak ve meslekte kötü örnek oluşturarak çok para kazanmak olan kimse. 3. argo Kötü yola sapmış olan kadın: Esnaftan bir kadın. tdk
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük