Bir şeylerin üzerine düşünmeyen, genel toplumsal davranışlara göre hareket eden müslümandır. Kendiyle çelişkiye düşer, eğer vejetaryen değilse. Hoş vejetaryen olsa, oda ayrı bir çelişki.
toplumsal normların kölesi olmuş, popüler kültürün ve yetiştiği çağın etkisinde kalmış bir adet insandır. Bunlar genellikle yobaz olmakla birlikte gereksiz yere taşkınlık çıkartırlar. Hem müslümanlığı öne sürüp hem alkol alınmaz. şeriatçı değilim bende içiyorum ama içipte islamı anlatan arkadaşlarım genelde orospu çocuğu. çevremden yola çıkarak vardım bu kanıya.
alkol kullanmamasına rağmen şu kafada olan pilotlar var; bir kişi alkol kullanıyorsa haram olan diğer şeyleri de tüketmekten çekinmemesi gerektiğini savunuyorlar. o halde bunlara göre sadece iki tip insan olabilir. ya tam günahsız peygamber gibi olacaksın (ki böyle bir şey olabilir mi onlara sormak istiyorum) ya da günahın dibine kadar batmış olacaksın. bunların mantığına göre o halde domuz eti yiyen insan da bunun bir tık ötesi olan leş yemekten çekinmemelidir. leş yiyen insan da bunun bir tık ötesi olan her neyse onu yemekten çekinmemelidir. peki bu böyle nereye kadar gidecek? bunun sonu nerede bitecek? bir insan bir günah işledi diye diğer günahları da işlemek zorunda mı? kendini hiç bir yerde durdurmayacak mı? ters tarafa doğru düşünürsek alkol tüketmeyip de bunu savunanlar aynı şekilde kendilerinden çok daha inançlı insanların gözünde günahkar gözüküyorlar. peki onlar bunu hiç düşündüler mi? bunun referans noktası nedir? kime göre neye göre? ben söyleyeyim bu işin referans noktası yoktur. herkes kendine göre bu çizginin bir yerinde. kimi bir tarafa doğru meyilli olmaya çalışıyor kimi diğer tarafa doğru. iki uç nokta bu çizginin sadece çok küçük bir bölümünü oluşturuyor. peygamber bile kendinden şüphe duyarak günde yetmiş kere allah'tan affedilmeyi dilemişse bu çizginin bir sonu yok. kimse haramdan kaçınıyor diye kendini bir bok zannetmesin. önemli olan ve asıl ihtiyacımız olan yaratıcının rızasını kazanmak. çünkü ömür boyu yaptığın ibadet ve işlediğin sevapların onun rızası olmadan pul kadar değeri yok.
Türkiye de 80 üzeri domuz çiftliği var. Ve bu çiftlikler yılda bir milyona yakın kesim yapıyor. E kesim yaptıktan sonra süs niyetine asmıyorlar heralde.
Kesimhanelerde kesilen domuzlar daha sonra nerelere gidiyor? Etler ve yağlar sucuk, salam, sosis fabrikalarına,otellere, tatil köylerine, büyük, küçük marketlere, büfelere, iç yağları sabun fabrikalarına, ilaç fabrikalarına, kozmetik imalatına, bazı margarincilere; kıllar fırça imalatçılarına; işkembe, bağırsak, ciğer gibi sakadatları kozmetik ve ilaç sanayiine, göz ve bazı iç organları hastahanelere; bazı artıklar yem sanayiine; deriler dericilere dağıtılmaktadır.
Türkiye de bunu denetleyen kurum da yok. Yani domuz etini öyle yada böyle yiyoruz kullanıyoruz.
her boku yapiyor abi cocuk kariya kiza gidiyor her gece club larda kop kop.
konu ne zaman din e alkole domuz etine gelse inanilmaz bir sekilde dunyanin en iyi muslumani allah in en iyi mumini haline geliyor.
birakin su ayaklari siz kimi kandiriyosunuz.
iki yüzlüdür, alkolü de geçtim kul hakkı dahil her haltı yer ama domuza gelince 'oo wowowow haram' diğerleri neydi peki ? Bu domuz yememe olayının daha çok kültürel olduğuna inanıyorum kimse bir şekilde yemediğinden herkesin zihnihe yok şöyle ya da böyle diye oturmuş ya da deneyip tadını sevmemekten dolayı ama kılıf hep dini nedenler oluyor beni de sinir eden bu açıkçası.