canı içmek isteyen ve neden olarak 'en iyi kılıf nasıl uydurulur' sorusunun cevabını bulmuş insandır. bu içki denen lanet olası şeyin tüketimi özellikle üniversite ortamında çok artıyor ve bir süre sonra dostluğun bile bozulmasına yol açabiliyor. söyle ki;
üniversite arkadaşlarıyla eve çıkarken bir etkinlik olmadıkça evde içki içilmeyeceğine dair tüm ev halkı adayları aralarında anlaşır.
günler geçer gider, ilk aylar her durumda olduğu gibi cicim aylarıdır ve tüm ev ahbizim alisi kurallara azami derecede riayet etmeye özen gösterir.
aradan 2-3 ay geçer ve evin en maymun iştahlısı içki kuralını delip kendi odasında içmeye başlar neden ise şu; çok fena aşık olduğu, ölüp bittiği, kız teklife bana biraz zaman ver demiş hey allah ım... ev ahalisi olarak iyi niyetle yaklaşılır ve bu duruma, göz yumulur. ne de olsa beraber yaşamak büyük bir sorumluluk, sağduyu ve idare etmeyi bilme duygularını gerektirir.
aradan 1 hafta geçer ve aynı arkadaş kızın çok üstüne gittiği için red cevabı almış yine aynı yöntemle içmeye başlamış bu sefer ortak arkadaşı da kendine ortak ederek... derdi büyük olduğu düşünülür ve yine sağduyulu davranılır hatta gidip moral verilir.
reddin üzerinden yaklaşık 15 gün geçmiştir ve söz konusu arkadaş bizi dejavu hissine sokmuş yani başka bir kıza fena halde! aşık olmuştur. ev ahalisi hep birden biz aşık olmayı bilmiyoruz mına koyim diye içten geçirir ama yine de hayırlı olsun deyip hep beraber mutlu olmuşlardır.
bizim gacı gitmiş 2 günde kıza teklif etmiş ve dolayısıyla bu kızı da ürkütmüş, yine dertlendi gidip içkisini biz alak bari...
ulan bu herif kız bulmaya gelince paratoner, bulunca uçaksavar gibi yine red yemiş kızdan. getirin lan mezeleri, içkileri bizim arap** içip bokunu çıkaracak.
(bkz: arap sen çok içme bokunu çıkarıyorsun)
aradan 2 ay geçti hayret lan bizimki bu aralar boşta bu sefer de can sıkıntısından içmesin lan anaaam...
bu düzen sene boyunca bu şekilde döngü halinde devam etmiştir. 1 sene de 4-5-6 * kızla uğraşılmış*ama hepsi içki kadehinde erimiştir. ev ahalisi bu süre zarfında açılan yüksek sesli müziklere, halısına kusulmasına, banyonun 1 gün kullanılamaz hale gelmesine, sarhoş muhabbetine meze olmaya katlanmıştır. peki bu arkadaşlık mıdır en büyük soru bu. arkadaş her derdi!, kederi! çekmek zorunda mıdır? eften püften sebeplerle kendine yapılan eziyete dayanamayıp tepki gösterdiğinde suçlu kendisi olmak zorunda mıdır? arkadaşlık nedir, elle tutulur bir sebep bile yokken onu rahatsız etme hakkına sahip olmak mıdır? kimse bana 15 gün, 1 ay arayla aşık olmayı filan açıklayamaz, biz aşkı o kadar ucuz bilmiyoruz.içki içilir, dertli olunur ama kimse kimseyi kandırıp ufacık şeyleri dert zannedip çareyi şişelerde aramasın. içkinin dibine vurmuş ve bana verdiği zararları görerek tövbe etmiş biri olarak diyorum ki , içki içmek isteyen dert arar ama bilmez ki bugüne kadar içki hiçbir derde derman olamamıştır.