üzülen insanlar onun böyle bir seçim yapmış olmasına onun adına üzülüyorlar. en azından ben böyle düşünüyorum. sadece onun için değil tüm madde bağımlılarına üzülüyorum. keşke böyle bir seçim yapmasalardı.
ne yapalım sevinelim mi amına koyim? alkış mı tutalım tezahürat mı yapalım hadi öl diye?
kaldı ki bir insan öldüğü zaman onun adına üzüldüğün kadar dünyanın onsuz daha karanlık bir yer olduğu için de üzülürsün.
bunu en iyi senin bilmen gerek dinci kardeşim. baban ölse, iyi de bir müslümansa, cennete, yani daha iyi bir yere gider. ama yine de ağlarsın. çaktın?
o adam bir dehe ise üzülünür. bakın nejat işler varoluşsal kaygı çeken bir adamdı. yani bir oluş ızdırabı çekiyordu. bunu engelleyemedi. ahmak insanların en büyük özelliği sürekli mutlu olmalarıdır. deha özelliği taşıyan insanlar ise tedirginlerdir. bir arayış içerisinde olurlar bulamadıkça o ızdırap artar.
basit insanların bu tarz dehaları eleşirmesi ahmaklığın en büyük belirtisidir.
bu adam bir yılanlı kuyunun içindeydi kıvranıp durdu. dünkü yazımda da belirttim en keskin imanla en derin imansızlık arasında gitti geldi.
akacağı dereyi bulamadı. alkol sığınacağı tek kapıydı zira zehir gibi işleyen kafayı susturmanın tek yolu beyni işlemez hale getirmekti.
hayat gerçekten çok garip ahmaklar dehaları eleştiriyor.
nejat işler in yaşadığı hayat benim inancıma taban tabana zıt. lakin bu gerçeği belirtmeden de geçemem.
yılanlı kuyuda varoluşsal kaygı çekmiş adama ancak derin bir saygı duyulur.
umarım iyileşir ve en keskin imana kavuşur. zira o ızdırap ancak ve ancak imanın şerbetiyle diner.
yanlış argümanlarla bir insanın ölümüne üzülmeme gerekçesi yaratma saçmalığının tezi olan cümle.
insanı içki değil yaşamak öldürür. içki belki biraz süreci hızlandırır. ve yaşam içerisinde su içersen de, içki içersen de ölürsün. önemli olan ne kadar yaşadığın değil, hayata ne kattığındır. hayata zerrece katkısı olmadan 90 yıl yaşayıp ölen bir insanın yerine yaşadığı sürece hayata katkı sağlamış ancak 40 yaşında ölmüş birinin ölümüne üzülmek daha anlamlıdır. nasıl öldüğü, tercihlerinin ne olduğu onu ilgilendirir. sevginin muhasebesi olmaz.
ama tahammülün olur.
sevmiyorsanız tahammül edin.
ölüm beraberinde yas getirir. Ne için öldüğünden çok ölümle ilgilenir insanoğlu.
kendi hayatını istediği gibi yaşayan bir insana kendi açımızdan üzülürüz. o hayatını istediği gibi yaşadı ama mutlu ama mutsuz. bizim doğrularımıza uyar veya uymaz.
ölüme de üzülmüyorsak insanlığımızı nereye sakladık diye sorduran başlık işte budur.
içki,haram, günah, ünlü bazında değerlendirmelerine karşı olan biri olaraktan, ölme ihtimali olan şahsın ünlü olmasaydı bizim için tipik bir üçüncü sayfa haberi niteliğinı taşıyacağından pek de üstünde durulacak bir konu olacağını düşünmüyorum. en azından böyle bir tasnifleme yapmak yanlış geliyor. lakin sonuçta sevilen sayılan biri içki de icse, esrar da kullansa bu bizi ilgilendirmemeli, insan olarak üzüntü duymamız vicdanımızdır.