- söyle.
+ bir şey istiyon mu lan?
- 1 tane ayı kanı (favori köpek öldüren markası) alsana bize.
+ biz kim oğlum. kim var yanında?
- ferdi bizde. onla takılıyoruz.
+ ferdi kim amına koyim?
- ya gel oğlum sen. kafa adam tanıştırcam sizi.
dediklerini aşağıdaki tekelden temin edip gittim eve. odasına girdiğimde klasik pozisyonunu alalı epey bir zaman olmuş gibiydi. 2 liralık köpek öldüreni elinde, yerde oturuyordu. muhtemelen kız arkadaşıyla günlük kavgasını biraz erken yapmıştı.
'ferdi kim lan?' diye sorduğumda bana kasetçaları gösterdi. durumun felaket olduğunu o an anladım. makara yapsa anlicam ibneyi. bana bakıp ciddi ciddi 'ferdi tayfur' dedi. sonra karşılıklı içme teklifini sundu.
tamam da abi ben mutluyum. kimseye aşık değilim. alttan aldığım derslerin sayısı 2 elin parmaklarını geçmez. ligde şampiyonluk iddiamız yok. 20 yıldır yoktu zaten. açıp biralarımı tv karşısında mutlu mesut takılacaktım. arkadaşla birlikte içtiğimde başıma gelecekleri biliyordum. uzun uzun dertleşme ve ferdi tayfur. hadi bilindik şarkıları olsa neyse. level 9 dinliyor ibne. neyse oturdum yanına başladık içmeye. kendisinden level 3 açmasını istedim. bilindik şarkılarıyla başlayalım dedim en azından.
ilk bira sona erdiğinde yavaş yavaş mutasyona uğradığımı hissettim. şarkılar koymaya başladı ufak ufak. 2. biradan sonra ferdi ve arkadaşa şarkı sözlerinde eşlik etmeye başlamıştım.
- her gecenin sabahındaaa başım yineee döner döneerrr. böyle hayatın amına koyim ben.
ulan noluyor anasını satim. nasıl bir ortamın içine girdim? hiç sorunum yokken hayatıma niye küfür ediyorum ki? 2-3 saat daha sürdü bu muhabbet. ertesi gün uyandığımda bile devam ediyordu etkisi.
boş verin; dinlemeyin arabesk marabesk. sabah yola bi çıkıyorsun herkesin yüzü asık. millet birbirini sikecek gibi bakıyor. ne gerek var. aşıksan aç tanju okan'ı, değilsen müzeyyen senar'ı. oha çiçek abbas gibi hissettim kendimi.
