gecenin 4'ünde "vay be ne cesaret" dedirtmiştir bana.
konuyla ilgili yazının en cesur kısmı şu şekilde:
"Kızacak bi'şey yok! Din elden gitmiyor, korkmayın.
Zaten biz buz gibi kadehlerde şarap da içiyoruz.
Dua ediyoruz ama namaz kılmıyoruz. Başımız açık, hatta yaz vakti plajlarda küçücük bikinilerimizle neredeyse kıçımız da açık.
Geceleri sokaklara çıkıyoruz, evliliğe inanmıyoruz, aşkın ta kendisine, gümbür
gümbürüne, adamı perişan edenine inanıyoruz.
Beş yıl içinde, üç çocukla kalkınma ve imaj temizleme projemiz de yok; böyle mis
gibi olduğumuza inanıyoruz."
şuna bak! 4 satır yazıyorsun ve herkes bir anda ciddileşip ayaklanıyor. sanırsın ki; önemli bir köşe yazarı.
hayatta birkaç başarılı yazarın kitabını okuyorsun. onların doktrinlerine göre kahramanlığa soyunuyorsun. sonra aynaya bakıyorsun ve karşında bir "aydın". öncü türk kadını. başarılı bir iş kadını. ama bil ki, aynadaki görüntüler zahiridir. biz sana baktığımızda çürümüş ruhunu görüyoruz. vücudunu görüyoruz. memelerini görüyoruz. bana göre sen; memesin. sana baktığımda gördüğüm şey bir çift bacak. inan bana çok fazla insan böyle düşünüyor.
ilk defa bir yazısını okudum ama çok zayıf buldum stajyer yazar gibi. * anlatmak istediği konu ile ilerlediği konu kopuk olmuş, bağlayamamış, becerememiş ve üzülerek söylüyorum ki (bkz: bizımla deyılsın)