içli kofte misali dışarıdan çok sert, sağlam ve içi de dışı gibi bulgur misali kara kuru zannedilip de bir çatal batırdığınızda (yağda pişirilmiş olanını varsayıyorum) foşş diyerek yağın tabağa aktığı, içinden malzemenin lömbür lömbür çıktığı, ağıza atıldığı anda lezzetinden kıvrım kıvrım kıvrılındığı, artık içine atmak deyimi ile bir bağlantısı kalmayıp tamamen doymayan sözlük yazarları çerçevesinde konuyu değerlendirmeye devam ettiğimi farkettiğim deyimdir.
kiminde bir patlamayla sonuçlanabilecekken, kiminde de (kafadaki tahtalar yavaş yavaş eksildiği için) faydalı olabilir. Tek başına ayakta kalmaya ve direnmeye yardımcı olur.
insanoğlunun kendisine verebileceği en büyük zararlardan birisidir, cünki hiçbirsey insanın içinde kalmaz, o tepki elbet dışarı bir şekilde çıkacaktır (bkz: etkiye-tepki), çıkmalıdır. içe atılan her gözyaşı, ömürden çalınan günlerdir.
konuşamamak, anlatamamak, paylaşamamak, haykıramamak, hep susmaktır. dışarı atılacağı anı hissedersiniz. sığmıyordur içinize. boğazda bir yumru ve ardından gözlerin dolmasıyla başlar. hüngür hüngür ağlamaya başlanır. dışarı atıldığı zannedilir. yine tek kelime çıkmamıştır ağızdan, hıçkırıklar dışında. gözyaşlarını çözen şifre olmadıkça bilinemeyecektir. yine içinize atmışsınızdır aslında.
kimisi bağırır, kimisi eşya kırar, sağı solu yumruklar , kimisi başkasına şiddet uygular hatta kendisini kesen bile vardır ya da kavga çıkartan. içine atan da vardır, arada merak eder daha ne kadar yapabileceğini, ya da limitine gelince ne olacağını. Erken ölürler bu adamlar vesselam.
alışkanlık halini aldığı takdirde, uzun bir mühlet sonucunda, birden fazla insanı etkileyebilecek şiddetli bir patlamanın sebebi olabileceğinden, kaçınılması gerekendir.