neredeyse otobüsten atılmama sebep olan durum. hele bir de yeşil otobüste iseniz, telefonla konuşuyorum numarası da yapmak mümkün değildir. güneş gözlüğü takılır, önünüze bakılır, eğer mevsim kışsa geçmiş olsun..
adınız deliye çıkabilir. oyle komiktir ki asla tutamassınız kendinizi. yanınızdakier hayırdır diye donup bakarlar size ama anlatamassınız. anlatsanız bile onlar asla anlamaz. sizin kahkalarla guldugunuz sey onlar icin ne anlatıyo lan bu lafından daha oteye gitmez cunku.
birine anlatsa bile asla onun güldüğü kadar gülmeyeceği veya hiç gülmeyeceği bir konunun onda çok komik olduğuna dair bir his uyandırmasıyla kahkaha atan insan.
Kıskandığım insan durumu. Biz hayatın otuyla bokuyla uğraşıp dururken bu tipler yanında geçer pişmiş kelle gibi. BAzen kendi kendileriyle konuşurlar, bazen de sadece gülerler. içten içe gıcık olurdum ama anladım ki meğer kıskanıyormuşum bu tipleri. Gözümüz yok ama iyi niyetli bir kıskanma. orhan Veli'nin bile şiiri var bu adamlar hakkında:
Sokakta giderken,kendi kendime
Gülümsediğimin farkına vardığım anlarda
insanların beni deli zannedeceğini düşünüp
gülümsüyorum...
Aslında bir tür patlamadır. (bkz: Coupling) dizisinde de bu olaya Jeffrey 'Jeff' Murdock üstad değinmiştir zamanında. Onu da cenaze töreninde gülme krizi tutuyormuş ve bu krizin tek nedeni gözünün önünde canlanan ve üst üste konulan bardaklar kadar basitmiş.
Yani, aslında bu durumda er/hanım kişisi bir espri filan da yapmaz. Aklına bir şey gelir, anlamsızdır, ya da bir durum acayip komiğine gider... Bu durumlarda da şansa bakın ki bulunan ortamlar gayet resmi/ciddi yerlerdir ve kahkayı patlattığınızda kabak da sizin başınıza patlamış olur. Derhal ortam terk edilmelidir, o saatten sonra; pek tabi kahkaha atarak...
iş yerinde gerginsinizdir. yöneticiniz amcık amcık konuşuyordur. içinizden bol küfürlü zincirleme espri tamlaması geçirirsiniz ve onun herşeyden habersiz saf suratıyla karşılaşınca kendinizi tutamazsınız...